BRÜKSEL
Avrupa'da vatandaş siyasetten gittikçe uzak dururken Türkiye'de bunun tam tersi söz konusu.
Hollanda'da iki hafta önce yapılan yerel seçimlere katılım oranı sadece yüzde 52 olarak açıklandı. Fransa'da yapılan yerel seçimlerde 19 milyon Fransız sandık başına gitmedi. Türkiye'de ise seçimlere katılım oranları yüzde 85 ila yüzde 90 arasında değişiyor.
BU YAZIYI SPİKERDEN DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Türkiye'de kiminle konuşursanız konuşun karşınızdaki tam bir politikacı. Her akşam her televizyon kanalında en az iki olan dizilerde bile politikaya göndermeler yapılıyor. Bütün televizyon programlarında politika konuşuluyor yüksek sesle ve bağıra çağıra.
Her aile ortamının ana gündemi ülke meseleleri ve dolayısıyla herkes politikacı. Hem de en iyisinden...
Politikaya çok ilgi duymamıza rağmen, politik bilincimiz maalesef zayıf. Takım tutar gibi parti tutuyoruz. Yaptığı işlerle, ortaya koyduğu politikalarla partileri değerlendirmiyoruz. Partileri değerlendirme mantığımız "yenilsen de yensen de gönlümüz hep sende"ye dayanıyor.
En gelişmiş demokrasilere ve en yüksek refah düzeyine sahip olarak bilinen Avrupa ülkelerinde insanlar, siyasi partileri ve politikacıları icraatları ile değerlendiriyor. Bizde ise kıstas, o siyasi partiyi ve o lideri ne kadar çok sevip sevmediğimiz.
Bugün sandık başına gittiğimizde her zaman olduğu gibi yine "tuttuğumuz takıma" oy vereceğiz...
Algı yaratmak
Son günlerde sosyal paylaşım sitelerinde İngiltere Başbakanı David Cameron'un metrodaki bir fotoğrafı paylaşılıyor.
İlk ABD ziyareti esnasında da Başkan Barak Obama ile birlikte seyyar hamburgercide yedikleri hamburgerler ile gündemimizi oldukça meşgul eden İngiliz Başbakanı Cameron, bu kez metroda yanında hiçbir koruma olmadan, yalnız ve ayakta gazete okurken görülüyor. İngilizler ise başbakanlarına kalkıp oturması için yer bile vermiyorlar.
Birkaç ay önce de Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt'i evinin önündeki karları, yanında hiçbir korma olmadan ve tek başına elindeki kürekle karları temizlerken görmüştük.
Afrika'nın ölümsüz lideri Nelson Mandela'nın cenaze töreninde Barack Obama ile yakınlığı Michelle Obama'yı kızdıran Helle Thorning-Schmidt'in fotoğrafı da sosyal medyada paylaşım rekorları kırmıştı.
İngiltere'nin gelmiş geçmiş en ünlü prensesi "Lady Diana"nın hazin sonu sonrası dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair, unutulmaz bir konuşma yapmıştı. Daha sonra yapılan bir belgeselde, danışmanının anlattıklarından öğrendik ki Tony Blair, bu konuşmayı yapmak için tam üç saat çalışmış. Hangi cümleden sonra "başını kaç derece sağa eğeceği" ve hangi kelimeden sonra "kaç saniye donuk bakışlar atacağı" çalışılmış.
Tamam, bunların hepsi "algı operasyonları" ama günümüz dünyasında insanlar, kendilerini yönetenlerin "sıradan insan gibi davranmaları"nı istiyor ve böyle yöneticileri seviyorlar.