Dün Milliyet Gazetesi'nde yayınlandı. "Defense One" internet sitesi kaynaklı bir fotoğraf. ABD'ye ait C-17 tipi kargo uçağının içini gösteriyor. Adeta miting alanı gibi! Kadın, çoluk çocuk, tam 640 kişi balık istifi gibi doldurulmuş.
Bunlar, ABD'nin terk ettiği Afganistan'dan tahliye edilen insanlar. Geçmişte Amerika'ya hizmet etmişler. Hayvan misali taşınıyorlar. Koskoca ABD, kendisine yıllarca hizmet etmiş insanları, işte böyle götürüyor. Fotoğraf, çifte bir utancı ortaya koyuyor: ABD'nin işbirlikçilere verdiği değeri ve onların düştüğü zillet halini gösteriyor.
Bir de Kabil Havalimanı'nda kaçmak için çırpınan insanlar var. Bir uçak bulabilmek için oraya buraya koşuşturuyorlar...
Ama bunlar Afganistan'ın genel görüntüsü değil. Sadece birkaç bin kişi. Elbette insanlarda ciddi bir endişe hali var. Ancak, onlar işbirlikçiler kadar büyük bir panik hali içinde değil. Zaten gelişmeler de genel durumun öyle olmadığını gösteriyor. Taliban'ın elinde sadece hafif silahlar var. Karşılarında ise, sayıca 3-4 kat fazla olan ve ağır silahlarla donatılmış kuvvetler bulunuyor. Onlara karşı bu kadar kısa bir sürede ve nasıl böylesine büyük bir başarı yakalayabildiler? Ülkenin tamamına nasıl hâkim olabildiler? Halk desteği olmasa mümkün müydü bu?
Demek ki tablo ortaya konulduğu gibi değil.
O yüzden, utancın fotoğraflarına bakarak değil, gerçek görüntüleri önümüze koyup, ona göre hareket etmek lazım!
Buna rağmen muhalefet bağırıyor:
"Askeri çekin" çağrıları yapılıyor. Türkiye'nin, askerini kaosun içinde tuttuğu iddiaları havada uçuşuyor...
Muhalefetin genel tavrı bu! "Suriye'de ne işimiz var?", "Libya'ya niye gittik?", "Karabağ'da ne yapıyoruz?" söylemlerinin bir devamı. Bugün de Afganistan'daki Taliban tehlikesinden bahsediyorlar. Ama Taliban'ın şimdilik böyle bir talebi yok. Görüşmeler sürüyor. Bakılacak, durum değerlendirilecek ve ona göre hareket edilecek. Ülkenin menfaati neyi gerektiriyorsa, o yapılacak.
Ama belli çevreler "Taliban" diyor, başka bir şey demiyor. Hatta onlara kalsa Büyükelçiliğimizi de kapatıp, apar-topar Kabil'den kaçmamız gerekiyor. İyi güzel de en azından orada işadamlarımız ve yatırımlarımız var bizim. Ne olacak onlar?
Ayrıca, Taliban henüz neredeyse tek kurşun dahi atmadı. Kabil havalimanında ölen 10 kişi var. Onların katili de Amerikan kuvvetleri.
En büyük çelişki ise, Afgan göçünü en çok dile getirip istismar edenler, bugün en fazla "kaçalım, bırakalım, terk edelim" diyenler! Eyvallah, kaçalım da o durumda Türkiye'ye yönelik göç dalgasını nasıl engelleyeceğiz?
O yüzden bunların tamamı boş laf!
Neymiş, Taliban kökten dinci ve katilmiş!
Bunu en çok dillendirenler, yıllardır katil Esad'la diyalog kurmamızı isteyenler. "İyi ilişkiler kurmak zorundayız" diyenler. Bizi tehdit eden Şam yönetimine övgüler düzenler.
Ama söz konusu Taliban olduğunda "katil bunlar" diye bağırıp, ortalığı kirletmeye çalışıyorlar.
Ne kadar bağırırlarsa bağırsınlar...
Önemi yok bunların hiçbirinin. Sonuçta Afganistan'da da diğer bölgelerde olduğu gibi Türkiye'nin menfaati neyi gerektiriyorsa o yapılacak.