Büyük, manevi olarak bedeli yüksek ve pahalı bir tiyatro oyunu bu. Sahnesi ise bütün Türkiye. Farkında olsak da olmasak da hepimiz oyunun içindeyiz. Her birimizin ayrı bir rolü var. Bazıları başrol oynuyor, bazıları önemli sahnelerde boy gösteriyor, büyük bölümümüz ise figüran olarak görev yapıyor.
Bu tiyatro, yaklaşık 35 yıldır devam edip gidiyor...
Üzerinde ufak tefek düzenlemeler yapılsa da, senaryo değişmedi. Yalan, aldatmaca, riya, düşmanlık ve algı operasyonları üzerine kurulu bir oyun bu! Hesaplar ve operasyonlar, hep Türkiye üzerine yapılıyor. Ortada bir terör örgütü var, bir de sözde siyasi parti. Perde arkasında sarmaş dolaş hareket ediyorlar, can-ciğer kuzu sarması görüntüsü veriyorlar. Sahnede ise, birbirinden bağımsız iki ayrı yapı gibi davranmaya çalışıyorlar.
Ama görüyorsunuz işte tutmadı, tutmuyor. Ne kadar gizlemeye uğraşırlarsa uğraşsınlar, başarılı olamıyorlar. Gerçekler sırıtıyor. Onlarca yıldır karşı karşıya kaldığımız tekrarlar da artık alabildiğine rahatsızlık veriyor.
O yüzden de "Sıktı artık bu tiyatro" diyebiliriz...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM'de son derece önemli bilgiler verdi. Tiyatronun perde arkasında yaşananları ortaya döktü...
Yıllar önce Ak Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, acılı bir aileye yardımcı olmak istiyor. Gara'da şehit edilen 13 vatandaşımız arasında bulunan Semih Özbey, o günlerde kayıp. Ailesi ise perişan...
Öznur Çalık, "Acaba PKK kaçırmış olabilir mi?" diye düşünüyor! Bu sorunun cevabını alabilmek için ilk aklına gelen isim olan HDP'nin Grup Başkanvekili Pervin Buldan'ı arıyor. Pervin Buldan da "Beni niye aradın? Ne işim olabilir benim PKK ile" demiyor. "Baktırayım, size dönelim" cevabını veriyor.
Baktırıyor, sonucu aldıktan sonra Çalık'ı arıyor. Söyledikleri ise kan dondurucu:
-Durumu iyi, bir süre misafir edilir, bırakılır...
İşte PKK-HDP ilişkisi. Yan yana, el ele, kol kolalar. Pervin Buldan, telefonu kaldırdığı zaman eşkıyaya rahatça ulaşıyor. Onlar da "kimsin sen" demiyorlar. İstedikleri bilgileri veriyorlar.
Çünkü...
Sergilenen tiyatro bir yana, HDP denilen yapı, PKK'nın siyasi kolu. Aynı zamanda da militan devşirme istasyonu! Benim askerime, polisime, masum vatandaşıma kurşun sıkan alçaklara, HDP tarafından yeni elemanlar gönderiliyor. Diyarbakır Anneleri, bunun için HDP Diyarbakır İl Binası'nın kapısında.
Pervin Buldan, yıllar sonra ortaya çıkan bu olayı yalanladı tabii. Kabul etmesi de beklenemezdi zaten. Ama hepimiz biliyoruz ki, bu yaşananlar gerçek. Öznur Çalık'ın anlattıklarının eksiği var, fazlası yok.
Ayrıca...
"PKK sizi tükürüğü ile boğar" diyen ve eşkıya Apo'nun "heykelini dikmekten" bahseden bir yapıdan farklı bir tutum beklenebilir mi?
Eğri oturup, doğru konuşalım şimdi...
İç içe geçmiş yapılar bunlar. PKK'nın döktüğü kan, bunların da eline bulaşmış durumda. PKK katilse, bunlar da o katillerin destekçileri.
Bırakalım artık bu tiyatro oyununu. Adını açık ve net bir dille ortaya koyalım: Bir yanda katiller, diğer yanda onların destekçileri var. Hepsi de alçak ve elleri kanlı!