Muharrem İnce, bir süre önce CHP’yi böleceği iddiaları ile ilgili olarak ne demişti? “Olur mu öyle şey” cevabını vermişti:
-Ben Millet İttifakı’ndan ayrılıp Cumhur İttifakı’na geçmiyorum ki. Nasıl bölmüş oluyorum? Buradan oraya bir şey taşıyor muyum?
Ardından da eklemişti:
-Bölme Parlamenter Sistem’de olur. Başkanlık Sistemi’nde olmaz ki!..
Bir anlamda aralarında ayrılık-gayrılık olmayacağını, başka bir parti kursa da CHP ile aynı yolda ve aynı hedefe doğru yürüyeceğini söylemişti.
Peki, şimdi ne diyor? CHP’yi yerden yere vuruyor. “Faşist” ve demokrasi karşıtı ilan ediyor. Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da “Tek Adam” diye söz ediyor.
Sorarlar adama, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” diye. Önümüzdeki günlerde soracak ve sorgulayacaklar da…
Hem alabildiğine suçlayacak ve “artık burada kalamam, ayrılıyorum” diyeceksin. Birlikte hareket ettiğin ve yol yürüyeceğin milletvekilleri, birkaç adım daha ileri gidecekler. CHP’nin kuruluş ilkelerinden saptığını söyleyecekler. Bir anlamda “Artık yoldan çıktı” tavrı sergileyecekler.
Hem de aynı fotoğraf karesi içinde yer alacaksın.
Olmaz, böyle bir görüntü ile ilkeli ve iddialı siyaset yapılmaz. Bir yandan eleştirip, diğer taraftan CHP’nin koltuğunun altına girerek seçmen kitleleri harekete geçirilemez.
Olmaz Muharrem Bey, olmaz.
Üstelik, ortada geç kalınmış bir hareket var. CHP’deki sorunlar, Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan seçilmesi ile başladı. Son 10 yıl içinde CHP’deki kadrolar budandı. Partinin hafızası sıfırlandı. Kılıçdaroğlu’nun deyimi ile “Yeni bir CHP” doğdu.
O CHP de milli hassasiyetleri budanmış bir yapı olarak ortaya çıktı!
Tutarlı bir çizgi izleyeceklerse, Muharrem İnce ve arkadaşları, böyle bir CHP ile birlikte yol yürüyemezler. Yürüdükleri takdirde bütün iddialarından vazgeçmiş olurlar. Önümüzdeki günlerde aynı fotoğraf içinde yer alırlarsa, gerçekten sorarlar adama: “Madem böyle yapacaktın, neden ayrıldın ana gövdeden, senin tek derdin koltuk muydu?” diye.
O yüzden Muharrem İnce ve arkadaşlarının önünde tek yol var: CHP seçmenine net bir dil ve samimiyetle yaşananları anlatmak.
Bugün, “deve dişi” tabir edilen pek çok isim CHP’den dışlanmış durumda. İsimlerini sıralayacak olsak sütunlar yetmez. Sadece çarpıcı bir örnek vermek yeterli: Dilek Akagün Yılmaz, “ulusalcı” bir isimdi ve Uşak Milletvekiliydi. CHP Grubu’ndaki Sezgin Tanrıkulu için “ABD’nin TR 705 kodlu haber alma elemanı” denildiğini dile getirdiği için başına gelmedik kalmadı. Hakkında disiplin işlemi uygulandı ve bir daha milletvekili yapılmadı. Sezgin Tanrıkulu ise halen CHP’de, ortalıkta dolaşıyor ve HDP fikriyatına yakın söylemleri her yerde dile getiriyor.
CHP’nin sorunu bu işte!
Parti içindeki istifalar, yayınlanan bildiriler ve çalkantılar, basit çekişmeler değil. Ciddi bir kırılma yaşanıyor CHP’de. O yüzden milletvekili bazında olmasa da eski vekil, parti yöneticisi ve belediye başkanı seviyesinde ciddi istifalar olacak önümüzdeki günlerde.
Muharrem İnce ise, mesajını net bir dil ve güçlü bir sesle verip kitlelere ulaştırabilirse sonuç alacak!