Sofranın arkasına Ankara Kocatepe Camii’nin dev bir resmi asılmıştı. İftardan 20 dakika önce Kur’an-ı Kerim okunmuş, ardından da CHP’nin eski Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Varlı “yemek duası” yapmıştı.
CHP’nin verdiği iftarda her kesimden insan vardı...
Yemeğin ardından konuşmalar yapıldı. Davetlilerden biri yıllar önce Trabzon’da yaşandığını söylediği bir olayı anlattı...
Seçim dönemiydi. CHP’liler köylere dağılmışlar, propaganda çalışması yapıyorlardı. Tabii o dönemde Türkiye bugünkü gibi gelişmiş değildi. Evlerde su yoktu, ihtiyaçlar köy çeşmesinden karşılanıyordu. CHP’liler de bir yandan çeşme başındaki kadınlarla sohbet edip diğer taraftan onlara şirin görünmeye çalışıyorlardı. Özellikle yaşlı kadınların güğümlerini evlere taşımalarına yardım ediyorlardı.
Yaşlı bir kadın, evinin önünde su taşıması için kendisine yardım eden gençlere sordu:
-Uşağım, siz nereden geldiniz? Kimsiniz?
“Teyze biz CHP’liyiz” cevabını alınca da yüzünü buruşturdu. “Oldu mu şimdi, bunu neden daha önce söylemediniz?” dedi:
-Ben bu suyla abdest alacaktım!
Olayı dinleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu güldü. Belli ki bu diyaloğu daha önce başkalarından da duymuştu. Sadece bir düzeltme yaptı:
-O olay Trabzon’da değil, Rize’de gerçekleşmiş.
- - -
Verilen tepki doğrudur ya da yanlıştır. Rize’deki yaşlı kadının ifadesi abartılıdır veya değildir. Onu hiç tartışacak değilim.
Ama ortada bir gerçek var. Anadolu’nun belli bölgelerinde CHP’li denildiğinde, ortaya çıkan algı bu: CHP’lilerin taşıdığı suyla abdest bile alınmaz!
İşte CHP uzun süredir bu algıyı değiştirmek istiyor. Geçtiğimiz Ramazan ayında verilen iftar yemeği de bu amaca yönelikti.
Zaman zaman başörtülü hanımlara mavi boncuk dağıtılıyor. Kimi zaman çarşaflı kadınlara CHP rozeti takılıyor. Hatta daha da ileri gidip, “Başörtülülerin haklarını da biz koruruz” türünden açıklamalar bile yapılıyor.
Ama olmuyor. CHP, kendisi hakkında var olan algıyı değiştiremiyor. Çünkü her defasında gidip duvara tosluyor! Sözler kayboluyor, uçup gidiyor; yerini söylemlerle taban tabana zıt eylemler alıyor.
Bu defa da öyle oldu...
Kamuda başörtüsü serbest bırakıldı. Bu yönde düzenlemeler yapıldı. CHP milletvekili Mahmut Tanal, bu düzenlemenin iptali için Danıştay’da dava açtı.
Yine döndük başa. Onca söylem ve verilmek istenen fotoğrafın hiçbir anlamı kalmadı. Ortaya çıkan görüntü, pek çok kişiye “Dün neyse bugün de o. CHP’de hiçbir değişim yok. Hamam da aynı tas da” dedirtti!
Bütün çabalar uçtu, gitti...
- - -
Şimdi biliyorum ki CHP’de bazı isimler Mahmut Tanal için “Bir çuval inciri berbat etti” tepkisi içinde.
CHP’yi uzun süreden beri başörtülü, hatta sarıklı kesimlerle yakınlaştırma çabaları içinde olan İstanbul Milletvekili ve PM Üyesi İhsan Özkes’in twitter’da yaptığı yorumu da gördüm:
“AKP’nin başörtüsü kaymağını bal sürmeyelim.”
Hatta bu noktada, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’le geçmişte yaptığımız bir sohbeti de paylaşmak isterim. Tekin, Refah-Yol Hükümeti döneminde Erbakan’ın Başbakanlık Konutu’nda cemaat ve tarikat liderlerine verdiği yemek üzerine koparılan fırtına için şu soruyu sormuştu:
-Ülke insanlarını “Başbakanlık Konutu’na girebilecekler ve giremeyecekler” diye ayıran bir demokrasi olabilir mi?
Ama yetmez. Önemli olan CHP’nin hükmi şahsiyet olarak nerede durduğu. CHP, kurumsal olarak verdi mi bir tepki? Vermedi. Hatta yaptığı olağanüstü grup toplantısında Tanal’ı destekleyen çokça çıkışlar yaşandı.
Durum bu olunca “CHP’nin genleri değişmez” değerlendirmelerine de tepki vermeye hakkı yok!