Hani, "Yüzüne yüzüne vuracaksın" derler ya... Bu rakamlar o türden! Evirip çevirip yüze vurmalık! Durup, durup başa kakmalık!
Biliyorsunuz, günlerdir "128 milyar dolar nerede?" muhabbeti dolaşıyor ortalıkta: Kimi "kayıp" olduğunu söylüyor. "Olur mu öyle şey" deyip anlatıyorsun, anlamıyor. Daha doğrusu anlamak istemiyor. Kimi de "satıldı" diye bağırıp, ardından kimlere satıldığına yönelik adres istiyor. Ona da anlatıyorsun, bir kulağından giriyor, diğerinden çıkıp gidiyor...
Tam mesele kapanacakken, CHP'li Sezgin Tanrıkulu çıkıp 159 ton altının kayıp olduğu algısını doğuracak sorular soruyor. Hani, CHP'li Dilek Akagün Yılmaz'ın "TR 705 kodlu ABD'nin haber alma elemanı" dediği Tanrıkulu var ya, işte O.
Belge yok, ciddi bir kaynağa dayanmıyor, rivayet hepsi. Ama gerçekmiş gibi özellikle sosyal medyada dolaşıyor.
Üstelik, bunları iki kere ikinin dört olduğu kadar gerçek kabul edip inananlar bile var. Avara kasnak misali dönüp duruyor ortalıkta...
Bir de tartışılması mümkün olmayan gerçekler söz konusu. Devletin resmi rakamlarına dayanıyor, ülkeyi yönetenler tarafından açıklanıyor.
Onlara inanmıyorlar işte. Hatta o rakamlarla sürekli olarak mücadele ediyorlar. Tıpkı Don Kişot'un yel değirmenleri ile savaştığı gibi!
Mesela, geçtiğimiz Nisan Ayı'nda ihracatımız önceki yıla oranla yüzde 109 arttı. 18 milyar 766 milyon dolara yükseldi. İthalatımızdaki artış da yüzde 61,4 seviyesinde gerçekleşti.
Demek ki, ekonomimizde hareketlenme var. Geçen yıl küresel ekonomi yüzde 3,3 daralmasına rağmen, böyle bir başarı kaydedildi. İhracatımızdaki aslan payını da sırasıyla Almanya, ABD ve İngiltere gibi devler aldı. En önemlisi, 2 milyar 109 milyon lira ile otomotiv ihracatı, toplam dış satım içinde birinci sıraya yerleşti.
Peki, bu ne? Türk ekonomisi için olumlu bir gösterge değil mi?
Değil, "Yandık, bittik, kül olduk" yaygaracılarına bakarsak, hiçbir şey değil. Mesela, Türkiye Ekonomisinin 2020'de yüzde 1,8 büyümesi de onlar için hiçbir anlam ifade etmiyor. Salgın döneminde bu rakamı yakalayıp G 20 ülkeleri içinde Çin'den sonra 2. olmamızın da hiçbir değeri yok.
Kirletmek için çırpınıp duruyor onlar...
Rakamlara alerjisi var bunların. Çünkü, istismar siyasetini bozuyor, etkisiz hale getiriyor!
Mesela IMF'nin 2021 Yılı Nisan Ayı raporuna da karşı çıktılar. Ancak bu defa farklı davrandılar. Söz konusu IMF olunca "Yalan bu rapor, düzmece" diyemediler. Böyle bir raporun olmadığını iddia ettiler.
Çünkü, IMF bu güne kadar ortaya attıkları bütün tezleri çürüttü. O raporda 2021 Yılının Nisan Ayında, GSYH'ya oranla halkına en yüksek desteği veren ülkenin Türkiye olduğu tespiti yer aldı.
Oysa bunlar tam tersini söylüyorlardı. Salgında Türk Vatandaşının kaderi ile baş başa bırakıldığını savunuyorlardı. Sık sık başka ülkelerden örnekler gösterip, "Bakın onlar ne yapıyor" diyorlardı...
Türkiye'nin örnek alınması gerektiği söylenince dünyaları yıkıldı. Adeta başlarından aşağı kaynar sular döküldü. Yazık, bu ülkenin insanının başarılarına sevinemeyecek kadar kopmuşlar ülkelerinden!