Tartışıyoruz, ama adını bir türlü koyamadık. Bu çok doğal, çünkü kendileri de bilmiyorlar kimi aday göstereceklerini!
Şunu söyleyebiliriz belki:
Bir önceki seçimin etkisiz elemanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adı öne çıktı. Karşısındaki en güçlü rakip de kendi partisinden Ekrem İmamoğlu. Şimdi kimse kalkıp, "CHP'de İmamoğlu'nun üzeri çizildi" demesin. Ben önümdeki tabloya ve eldeki verilere bakarım. Ekrem Bey geri adım atmış değil. İstanbul'dan çok dışarısı ile ilgileniyor. Bir siyasi parti lideri gibi yurt gezilerini sürdürüyor. En son Trabzon, Gümüşhane, Erzurum ve Bayburt'ta görüldü. Oralarda da yerel değil, genel mesajlar verdi...
Anadolu insanı ile birlikte yol yürümekten bahsetti. "Hep beraber güzel günlere yürüyelim" dedi. Türkiye'nin önünde çok kısa bir zaman kaldığını söyledi. Bu sürenin sonunda "Halkın katkısıyla her şeyin çok güzel olacağından" bahsetti.
CHP Genel Merkezi tarafından görevlendirilmediğine, Kılıçdaroğlu adına konuşmadığına göre, ne anlama geliyor bu sözler? İmamoğlu, "Yarışta ben de varım" diyor. Geri adım atmadığını ilan ediyor. Geri adım atacağa da benzemiyor.
Demek ki şunu söylemek mümkün:
Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu içten içe çekişiyor ve itişiyor!
Bu kadarla da kalmıyor ki...
Zor, HDP tarafından veto edilir. Ama umut fakirin ekmeği! Mansur Yavaş da "Belki aradan sıyrılırım" diye bir köşede bekliyor. Meral Akşener kendi söyledi, çok istiyordu. Ama gelişmeler üzerine havlu atmak zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da "HDP'den veto yediğini" söyledi.
Millet İttifakı'ndaki adaylık düğümünü çözecek olan da HDP zaten. Kimse çıkıp "yok öyle değil" demesin. Seçim sonuçları ve kamuoyu araştırmalarında çıkan sonuçlar ortada. Bu ittifakın HDP'siz herhangi bir sonuç alması mümkün değil. Üstelik HDP ile hedefe ulaşacağı bile tartışmalı. HDP bunun farkında ve son günlerde o yüzden sesi yükseldi. Destekçisi olan Duran Kalkan gibi terör baronu PKK yöneticileri de Millet İttifakı'na ayar vermek için açıklamalar yapmaya başladı.
Millet İttifakı, HDP'ye muhtaç; hatta mecbur ve mahkûm olduğunu bile söyleyebiliriz. O yüzden terör hükümlüsü ve bölücü bir kimlik olan Selahattin Demirtaş'a övgü üzerine övgü düzülüyor.
Şunun da altını çizmek lazım:
HDP ve destekçilerinin ne Kemal Kılıçdaroğlu'na, ne de Ekrem İmamoğlu'na bir rezerv koyacaklarını sanmıyorum. İkisi de uygun aday bence.
Bir rezerv ya da engel konulacaksa, bunu sandıkta "milliyetçi" ya da "ulusalcı" olarak değerlendirilen seçmen yapacak. Zaten en büyük sıkıntı orada: Hem HDP ile birlikte yol yürünecek, hem de seçmen ürkütülmeyecek.
Bu arada başka adaylar var. Vazgeçmezse eğer, Ahmet Davutoğlu "Ben de adayım" demişti. İttifak içinde olmadığını söylese bile onlarla birlikte yol yürüyeceği aşikâr olan Muharrem İnce de kesin aday.
O kadar çok bilinmeyeni var ki meselenin. Tartış tartışabildiğin kadar...