Sinirleniyorlar, hop oturup, hop kalkıyorlar. Peş peşe tepki dolu açıklamalar yapıyorlar. “Bunların utanmaları lazım” diyorlar:
-Yüzlerini yerden kaldırmamaları gerekirken sırıtıyorlar. Çevrelerine gülücükler dağıtıyorlar.
Şimdi söylenecek söz, verilecek tepki mi bunlar? Adamlar olması gerektiği gibi davranıyorlar. Meşreplerinin, mezheplerinin gereğini yerine getiriyorlar. Utanacaklarını, sıkılacaklarını ve pişmanlık göstereceklerini sanmak, bir fahişeden iffetli davranışlar beklemek kadar imkânsız bir durum.
Utanmaz bunlar, sıkılmaz. Utanacak adam, elindeki silahı kendi insanına doğrultup hedef gözetmeden ateş eder miydi?
***
Başlarındaki adam 40 yıldır yalan söylemiş. Milletin karşısına çıktığı kürsüyü kirletmiş. Sürekli olarak “dini ve şerefi” üzerine yeminler etmiş. Hatta işi daha da ileri götürüp, inandırıcı olmak için salya-sümük ağlamış. Sonra da yıllar boyunca kandırdığı o insanları sırtından vurmuş.
Bütün hayatını sahtekârlık üzerine bina etmiş. Müslümandan “himmet” adı altında aldığı parayı, götürüp gavura vermiş. “Kurban parası” toplayıp, kan akıtmamış; cebine atmış. Sadece harama yönelmekle kalmamış, harama bile hile karıştırmış.
“Rol model” olarak gördükleri, peşine takıldıkları Fethullah Gülen işte böyle bir adam. Doğaldır ki, onlar da farklı davranmayacak.
Yıllar boyunca kendilerini gizleyen, olduklarından farklı görünmeye çalışan ve bu amaçla yalan üzerine yalan söyleyen bu tiplerden başka ne beklenir ki? Yalan bunlar için bir hayat tarzı olmuş.
Ortada şaşıracak, garipsenecek bir durum yok.
***
İlahi, adamlara hem “ahlaksız” diyeceksin, hem de onlardan ahlaklı davranışlar sergilemelerini bekleyeceksin!
Adam, zaten yola çıkarken şahsiyetini çöpe atmış. Ruhunu da bedenini de kiraya vermiş, ya da bedeli mukabilinde satmış. Düşünmemiş, değerlendirmemiş, sadece biat etmiş. İsminin başında “general” yazıyor olsa da emir eri gibi davranmış. Fethullah Gülen denilen adam emretmiş, o da uygulamış.
Şimdi de “yalan söyleyeceksin, inkâr edeceksin” deniliyor, o da bunu yapıyor.
“Yüzsüz” diye kızılmaz bunlara. Yüzsüzlükle izah edilecek bir tavır değil bu. O yüzsüzlüğü ortaya çıkaran içine düştükleri alçaklık.
Kendi ülkesinin insanlarının üzerine, uçaklardan tonluk bombalar atan insan görünümlü tipler söz konusu. O eylemi yaparken utanmayacak da mahkemede yalan söylerken mi utanacak?
Utanmak insani bir duygudur!
***
Kendi ülkesine değil, başkalarına hizmet etmek için yetiştirilmiş, bu amaçla belli görevlere getirilmiş, yıllar boyunca yalan bir hayat yaşamış tipler bunlar.
Yakalandı ve cezaevine girdi diye hidayete ermesini mi bekliyorsunuz?
Olmaz, olamaz, olacak iş değil.
Elbette yalan söyleyecekler. Elbette inkâr edecekler. Doğaldır ki bütün gerçekleri saptırmaya ve çarpıtmaya çalışacaklar.
Ayrıca, yalan söylemeleri neyi değiştirir ki?..
Mahkemeler, onların yalanlarına değil, dosyadaki delillere bakacak. Hakimler çocuk değil ki, hikayelerin peşine takılsın. İnandıklarından değil, mecbur oldukları için dinliyorlar onları. Yargı sürecini tamamlamaya çalışıyorlar.
Deliller açık seçik ortada. Göreceksiniz, söyledikleri yalanlar bu defa hiçbir işe yaramayacak. Onlar da anlayacaklar cezayı yedikten sonra boşa çene patlatıp, patinaj yaptıklarını. Yalanlarının hiçbir işe yaramadığını.
Biraz sabır!
***
“Emin adımlarla duruşma salonuna giriyorlar” diye kızmayın. Şu anki görüntüye bakıp sinirlerinizi bozmayın. Bu bir oyun. Yine meşreplerinin gereğini yerine getiriyor, son oyunlarını sahneliyorlar. Ama final çok farklı olacak. Dizlerinin bağı çözüleceği için perde kapandığında adım bile atamayacak duruma gelecekler. O sahte gülücükler sönecek, yok olacak.
Hem biliyor musunuz, sahnedeki görüntüleri ile gerçek hayatta yaşadıkları çok farklı. Onlar da farkındalar başlarına neler geleceğinin. Mahkeme salonlarında dikleşen bu tipler, cezaevlerinde bir köşeye çekiliyor ve hüngür hüngür ağlıyorlar.
“Yalan söylüyorlar” diye niye rahatsız oluyorsunuz ki?.. FETÖ’cü bunlar. Doğal FETÖ’cü davranışları sergiliyorlar. Çakal, çakallığını yapacak, aslan gibi davranmayacak elbet!