AK Parti’nin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasını bitirmiş, Meclis’ten ayrılıyordu. Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Erdoğan’la karşılaşıp tokalaştık. Ayaküstü en fazla merak edilen soruyu sordum:
-Son konuşmanızda sarf ettiğiniz “Kabine partili olmayan bakanlardan oluşacak” ifadesi, Bakanlar Kurulu listenizde Meclis’ten herhangi bir ismin yer almayacağı şeklinde yorumlandı. Yeni kabineye milletvekili almayacak mısınız?
Erdoğan, “Liste ilan edilince görürsünüz” demedi. Soruyu geçiştirmedi.
Farklı bir üslupla, sözlerine açıklık getirmeye çalıştı. “Sizin ters köşe olmanız için bu açıklamayı yapmış olabilirim. Kabinede Meclis’ten isimler olabilir. Neden olmasın?” cevabını verdi.
“Ama ben onlar gibi yorumladım” diye araya girdim…
“Doğru yorumlamışsın” sözleriyle destek verdi.
Görüldü ki, “Erdoğan teknokratlar kabinesi kuracak” ya da “Milletvekillerini Meclis’e hapsetti” yorumları doğru değil. Erdoğan, yeni sistemin ilk Bakanlar Kurulu’na Meclis’ten de isimler alacak.
Bence, daha önce sarf ettiği “Kabinedeki partili olmayan bakanlar” sözlerini, yeni sistemin getirdiği bir yeniliğe vurgu yapmak için söyledi.
“Ters köşe” meselesine gelince…
Doğrudur, söylediklerinin üzerine atlayıp yanlış yorumlayarak, bizim mahalleden ters köşeye yatanlar çok oldu.
***
Erdoğan’ın grup konuşması ise önemli mesajlarla doluydu. Türkiye’nin ilk Başkan’ı sıfatıyla kürsüye çıktı. Sadece AK Parti Grubu’na değil, bütün siyasilere ve parti yöneticilerine ders verircesine konuştu…
AK Parti’nin seçimde hedefine ulaşamadığını kabul etti. Milletin “hassas bir ayar yaptığını” söyledi. Hatta yapılan bu ayara “hayranlık duyduğunu” bile ifade etti. Kendini milletin üzerinde görenlerin ise, bu mesajı doğru okumalarının mümkün olmadığının altını çizdi.
Milleti en tepeye oturttu…
Kendilerinin de “millete hizmet makamında” bulunduklarına dikkat çekti.
Yıllarca Türkiye’yi yöneten, peş peşe girdiği bütün seçimleri kazanan, devletin en tepe makamlarında görev yapan bir isim olmasına rağmen, “tevazu” dedi. Kimseye tepeden bakma haklarının olmadığına işaret etti. Konuşmasında defalarca “çalışmak” ve “daha fazla çalışmaktan” bahsetti.
Genel Kurul Salonu’nda “Egemenlik Kayıtsız ve Şartsız Milletindir” yazan o çatı altında tarihi konuşmasını yaparken, AK Parti Grubu’na bir çağrıda bulundu:
“Bizim milletten başka gücümüz ve sığınağımız olmadığını bilerek, sizlerden çalışmanızı bekliyorum.”
İşte, Erdoğan’ın yıllardır peş peşe kazandığı zaferlerin formülü budur!
***
Bana göre, Erdoğan çok önemli bir mesaj daha verdi. HDP’den ilk olarak “Siyasi meşruiyeti tartışmalı bir parti” olarak bahsetti.
Son derece doğru sözler bunlar!
Günlerdir bu köşede anlatmaya çalışıyorum. Televizyonlarda değerlendirmeler yapıyorum. Terörün bir insanlık suçu olduğunun ve PKK’yı da bütün dünyanın bir terör örgütü olarak kabul ettiğinin altını çiziyorum. HDP’nin ise PKK ile iç içe geçmiş bir siyasi yapı olduğuna dikkati çekiyorum. Daha da ileri gidip, bugünkü HDP’ye bu yapısıyla karşı çıkmanın bir insanlık görevi olduğunu sürekli olarak tekrarlayıp duruyorum.
Seçimlere girmesi, halktan şu kadar ya da bu kadar oy alması, HDP’nin terörist bir örgüt olan PKK’ya destek verdiği gerçeğini değiştirmez. Erdoğan doğru söylüyor. Teröre destek veren bir yapının doğal olarak meşruiyeti de tartışılır.
Erdoğan’ın yeni dönemde böyle bir tartışmayı açması son derece doğru olmuştur. Türkiye bu gerçeği gündeme getirmekte ve konuşmakta geç bile kalmıştır.
***
Bir başka not daha…
Atatürkçüler ve Mustafa Kemal’ın askerleri sevinin. Hatta kutlama bile yapabilirsiniz. Biliyorsunuz ilk Meclis bir cuma günü cuma namazının ardından dualarla açılmıştı. Başlarında ise Mustafa Kemal Paşa vardı.
Yeni dönem de önümüzdeki cuma günü dualarla başlıyor. Önce Hacıbayram Camii’ne gidilecek. Cuma namazı kılınacak ve daha sonra dualar edilecek. Ardından da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Bakanlar Kurulu toplantısı yapılacak.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti geleneklerini muhafaza edecek!
Türkiye’de tarihi bir dönem başladı. Herkese hayırlı ve uğurlu olsun…