BU YAZIYI SPİKERDEN DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
17 Aralık’tan bu yana yaşadıklarımız ortada. Paralel Yapı ile ilgili yapılması ve sorgulanması gereken o kadar çok şey var ki…
1) Bu nasıl bir dava, bu nasıl bir yapıdır ki, devlete karşı savaş açabildi? Türkiye’yi sıkıntı içine sokmaktan kaçırmadı!
2) Bu nasıl bir bağdır ki, uğruna dini değerler bile feda edildi?
3) Bu nasıl bir yapıdır ki, mandacılığa kadar giden bir yola girildi?
Ayrıca, dördüncü olarak şu soruyu da sormak lazım:
Bunlar nasıl insanlar ki, suçla mücadele etmeleri için giydirilen üniformalar altında suç üstüne suç işleyebildi?
Bunlar, pek çok çevre tarafından sorgulanmadı ve tartışılmadı. Hatta biçbir şey olmamışçasına yola devam edilmesini savunanlar bile oldu.
Başbakan, seçimin ardından yaptığı “Balkon Konuşması”nda konuya girince, “Durmak yok, gerilime devam” başlıkları bile atıldı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da Başbakan’ın konuşmasını, “sosyal grupları tehdit” olarak değerlendirdi.
Oysa, Kılıçdaroğlu’nun “sosyal grup” dediği, yukarıdaki eylemleri gerçekleştiren bir yapıydı!
***
Bu kadarla da kalmadı…
Onca olan bitene rağmen, tam bir suç örgütüne dönüşen o yapıya “saygı duyduğunu” söyleyen Başbakan’ın yol arkadaşları ortaya çıktı.
O yapıyla itişmek istemeyenler, seçim öncesi “tam siper” yaptı. Çoğu ortadan kayboldu, sırra kadem bastı.
“Dur bakalım zaman ne gösterecek, sonuçları bekleyelim, ona göre tavrımızı alırız” düşüncesi içinde olanların sayısı pek de az değildi.
Ama hepsi seçim sonrası ortaya çıktı. Şimdi, Başbakan’la birlikte kendilerinin katkı yapmadığı bir “zaferi” kutluyorlar!
Bazıları da hiçbir şey olmamış gibi yola devam edileceğini düşünüyorlar!
***
Başbakan ise son derece kararlı! Partisinin dünkü grup toplantısında açık ve net olarak bunu ortaya koydu…
“Millet bize paralel yapıyla mücadele talimatını verdi” dedi:
-Bu yapının tasfiyesi için yetki aldık. Yapılan ihaneti asla unutmayacak ve sineye çekmeyeceğiz. Sorumluların hepsi yargı önünde hesap verecek.
Kendisini ve partisini yetkilendiren vatandaşa da bir çağrı yaptı:
-Elinizdeki bilgileri lütfen bizimle paylaşın. Tehdit edilen, kendisine şantaj yapılan herkesin korkmadan bunları bizimle paylaşması lazım.
Demek ki, Türkiye artık yeni bir döneme girdi. Yıllarca devleti ele geçirmeye çalışan, bu ülkede bir “korku imparatorluğu” kuran yapı çökertilecek. Nitekim dün operasyonlar da başladı.
Mücadelenin sonucunda olacaklar şimdiden belli. Bu yapı çökertilecek, zaman içinde de yok olup gidecek. Ancak kolay değil, ciddi zorluklar var. En büyük engel, hâlâ bu yapıya sempatiyle bakanlar.
Üstelik Başbakan’ın yakın çevresinde bile varlar!
***
Şimdi önümüzde cevap bulunması gereken çok önemli bir soru duruyor: Bu güçlükler nasıl aşılacak?
Cevap belli, gereği yapılarak!
Meselenin artık bir “beka sorunu” haline geldiği de düşünülürse, Başbakan Erdoğan önünde engel tanımayacak. Varsa bütün engelleri birer birer kaldırmak isteyecek. Önümüzdeki döneme böyle bakmak lazım!
Geçtiğimiz gün AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’la bir araya gelmiştik. Kurtulmuş, önümüzdeki süreçte cevabı bulunması gereken en önemli sorunun “Cumhurbaşkanının kim olacağı değil, AK Parti’nin nasıl dizayn edileceği” olduğunu söylemişti.
Haklı da!
Erdoğan eğer Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne çıkacaksa, doğal olarak arkasında problemsiz bir parti bırakmak isteyecek. 17 Aralık’tan bu yana yaşananları da dikkate alarak bazı adımlar atacak. O yüzden, önümüzdeki günlerde “Şu şuraya gelecek, şu isim Başbakan olacak” diye yorum yapanlar, bu gerçeği de dikkate almak zorundalar!