Bir reklam filmi var, her akşam rastlıyorum ekranda. İtfaiyeci, kadını alevlerin arasından kurtarıyor; kadın minnettar tabii. Adam son derece yakışıklı ve hoş, ancak kadın kendisine doğru gelmeye başlayan astronotu görünce, durumu hiç sorgulamadan koşmaya başlıyor ve bizim itfaiyeciyi bırakıveriyor. Astronota sarılırken veya sarılmak üzereyken reklam bitiyor.
Birkaç konu var burada değinmek istediğim. Birincisi erkeklerin neden itfaiyeci veya astronot olmak istediği.
Diğeri, pek anlayamadığım bir şekilde kadınların ‘astronot’ tutkusu! Bir başka konu, kadınların daha iyi bir seçenek bulması halinde elindekini bırakacağı iması.
Gerçekten bilmiyordum erkeklerin neden itfaiyeci olmak istediklerini. Alengirli kırmızı kamyona binmek isteğiyle mi, kıyafetleri sebebiyle mi? Acaba, kırk yılda bir çıkacak bir yangında çalışacaklarından geri kalan günlerde yan gelip yatacaklarını düşündükleri için mi?
Birkaç erkeğe sordum ve hepsi de “Kahraman olmak için” diye cevap verdi. Yangınla savaşmak ve zor durumda olanı kurtarmak onlara müthiş çekici geliyordu. Aynı erkeklerin zorlu bir durumda kalınca, suratlarını buruşturup “Anneciiğiiim” diye ağlamaları nasıl açıklanırdı peki? Beni aşar bu soru, vazgeçtim.
Peki, neden astronot olmak istiyorlardı? “Keşfetmek için”den başka bir cevap alamadım. Gökyüzü, Ay dede, yıldızlar, uzay mekiği; bir erkek çocuğun aklını almaya yeter bile. Büyünce aynı erkeğin aklını bir kadın uzvu bile almaya yetiyor, zamanla daha azla yetinmeyi öğreniyorlar ne güzel!
İşin kadın boyutuna gelecek olursak, bir derin nefes almak lazım zira reklam filminde kadın kahraman kendini alevlerden kurtaran fedakâr ve cefakâr itfaiyeciyi bir kenarda bırakıp kendini, suratını bile görmediği astronotun kucağına atıveriyor. Adam akar mı, kokar mı; neye benzer; evli mi, bekâr mı bilmeden! Kadına karşı alınan bu tutumu ve imayı kınıyorum, sayın çok bilmiş reklam yapıcılar! Bu reklamdan çıkması muhtemel sonuçlar:
1 - Kadınlar da astronot sevgili seçerken kendilerince bir keşifte bulunmak istiyorlar gibi geldi bana.
2 - Astronot seçen kadın belki de “Oh adam gökyüzünde yeri yurdu belli, karı-kız korkusu yok, ben rahatım evde. Gelsin komşular, gitsin komşular” diye düşünüyor olabilir.
3 - Kadın belki de itfaiyeci koca seçerse hep bir korkuyla yaşayacak. Belki başka ve daha güzel bir kadını da kurtarabilir… Neme lazım!
4 - Belli ki astronot maaşı ve şartları daha iyi. Belli mi olur?
5 - Mahalleye kadar gelmiş astronot, sokakta yürümeye başlamış; kadın tabii etkilenecek, havaya girecek!
Kaymak ya da kaymamak
Dağa gitmeyi, dağ otellerini çocukluğumdan beri severim. Vancouver Grouse Mountain’da, Aspen’de defalarca kaldım, ancak kaç defa kaydığımı soracak olursanız, cevabım bir elin parmaklarını geçmez. Çok sevgili gazeteci arkadaşım Yazgülü Aldoğan kaymayı sevenlerden, geçenlerde sohbet ederken; “Ya otelde oturup sıkılacaktım ya da pistte olacaktım. Böylece kaymaya başladım” demişti. Aynı şeyi düşündüğüm oldu pisttekileri seyrederken ama ben sıkılmayanlardanım. Bir de şunu eklemem lazım, kaymak dünyanın en zahmetli sporlarından biri. Hele de ülkemizdeki gibi kısa ve tek tük pistlerde. Defalarca, saatler boyu yukarı çıkıp duruyorsunuz. Aşağı inme faslı birkaç dakika sürüyor. Ancak kayan için müthiş bir zevk olmalı aksi takdirde çekilir şey değil.
Geçtiğimiz hafta Palandöken’deydim, otelde camın önünde yerimi alıp, bir çay- bir kahve şeklinde hafta sonumu geçirdim; yazılarımı yazdım, bol bol kitap okudum. Otelin doğal pistini pek methediyorlar, üstelik 15 Nisan’a kadar da kaymak mümkün olacakmış. Xanadu Snow White Hotel’deki pist için, dağın zirvesinde bulunan bir göletten özel bir sistemle karlandırma yapıyorlarmış. Bir de hava kararsa bile ışıklandırma öyle güzel ki, dışarıdakiler kaymaya içerdekiler seyretmeye doyamıyor. Sadece tertemiz bir hava almak için bile Erzurum’a gitmeye değer.
Haftalık... Haftalık...
- Milli voleybolcu Neslihan Darnel boşanması sebebiyle magazin basınında yer aldı ya, artık gam yemem! Gam yenen bir şey mi bilmiyorum ama Neslihan sayesinde sporun bu kadar önemsenmesi şahane değil mi?
- Ben Buradan Atlarım, Show TV’nin yeni yarışmasıymış. Merakla bekliyorum özellikle Sema Çelebi’nin katılacağını duyduktan sonra.
- Galip Derviş neden bu kadar geç saatte başlıyor? Dizi iyi mi, değil mi anlayamadım bile, uykum geliyor ve jenerikle beraber gidiyorum…
- Yaşam Koçu Şeyda Coşkun herkese kilo verdirebiliyor mu acaba? Gelip bizim ekibi çalıştırır mı? Hepimiz oturuyor ve durmadan yiyoruz… Ne kadar iyi olup olmadığını da görmüş olur AKŞAM Hafta Sonu ekibini çalıştırabilirse…
- Elton John, 66 yaşına girmiş. Bizden giden olmadı mı doğum günü partisine? Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül mesela, gitmedi mi?