Japon Yen'i geçmişte modaya uyan Türk vatandaşlarının yen borçlanarak konut almakta kullandıkları çok düşük faizli bir para birimiydi. Ancak Yen Lehman Borthers kurumunun 2008 yılı sonuna gelinirken iflasından sonra ABD doları karşısında yüzde 30 oranında değerlenmiş ve yen ile konut kredisi alan vatandaşlarımız ağır bir kur faturası yüklenmek zorunda kalmışlardı. Bize de arada sırada yen ile ilgili yazı yazdığımız için, yen kuru tahmini talepleri içeren mailler gelip duruyordu. Ama bu 'gariban', yenin ne yöne ne zaman gideceğini nereden bilecek ki?
Japonya'daki felaketler sonrası, Japon şirket ve sigorta kurumlarının yurtdışındaki fonlarını tamirat ve ödeme için Japonya'ya geri taşıyacaklarını, bunun da yen talebi yaratacağını ve yeni değerlendireceğini düşünen piyasa ajanları ve spekülatörler, dolar satıp yen almaya başlayarak, yeni dolara karşı hızla değerlendirmeye başlamışlardı, spekülatif kar peşindeydiler.
17 Mart Perşembe günü sabahı yen, 10 Mart'taki 83 yen dolar başına değerinden, 76 yen dolar başına değerine yükselmişti. Bu gelişme hem global döviz piyasalarını karmakarışık eden, hem de borsaları deviren bir kaosa olanak sağladığından, G7 ülkeleri bir karar almış ve hem Japon, hem de tüm G7 ülkeleri Merkez Bankaları yani FED, Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankası ortak harekete girişerek, 25 milyar dolarlık yen satıp dolar aldılar. Bu işlem 18 Mart'ta yen ile dolar arasındaki kuru yeniden 81 Yen dolar başına değerine geri itti.
Bu neden önemli? Yapılan açıklamalara göre tamamen bir ihracat ülkesi olan Japonya'nın deprem, tsunami ve nükleer bela dışında bir de değerlenen kur sonrası ekonomik felakete sürüklenmesinin önlenmesi gerekiyordu. Bu da ancak ortak hareketle olabilirdi. Sonunda G-7 ülkeleri ortak kararıyla döviz piyasasına müdahale edildi.
SON MÜDAHELE 10 YIL ÖNCEYDİ
Bu tür G-7 ortak finansal icraatı ve piyasalara kur müdahalesi, en son 10 yıl önce gerçekleşmişti. Ekonomi tarihinde bu tür müdahalelerin bir süre daha devam ettirilmediği takdirde, etkisini pek uzun olmayan bir sürede kaybedeceği yazar. Spekülatörlere karşı uzun süreli kararlı olmak gerekiyor. Batı hep dalgalı kur ve piyasaya müdahale edilmemesini savunmuştu ama sonunda ortak çıkar için bu ilkeden vazgeçti.
Ancak aradan birkaç gün geçtikten sonra iki birbirine zıt analiz ortalığa döküldü.
Birinci analiz piyasadan. G-7 Merkez Bankaları yenin değerini düşük tutmaya kararlı gözükmüş ve güçlü bir çıkış yapmıştı. Eğer Japon Yen'inin değerlenmesine fırsat verilmeyecekse, Yen'i yeniden carry trade yapmak yani düşük faizli Yen ile borçlanarak diğer getirisi yüksek paralar cinsinden varlıklara yatırım yapmak, yeniden risksiz hale gelecekti. Çünkü borçlanan için en büyük risk yenin değerlenmesiydi ve değerlenmesine de G-7 tarafından izin verilmiyordu. Japonya'da yaşanan felaketler nedeni ile de para arzı çok arttırılmış olacağından Japonya'dan dışarıya doğru fon çıkması da gündemdeydi. Dışarıya çıkan Yen'i alanlar da yeni bir global varlıklara yatırım dalgası da yaratabilirlerdi.
İkinci analiz akademik camiadan gelmekte idi. Geoffrey Wood adlı Londra'daki Cass Business School'un parasal iktisat Profesörü medyaya bir açıklama yapıtı: 'Bırakın Japon parası değerlensin!' Neden böyle diyordu?
FİNANSAL MI YOKSA REEL TEZ Mİ?
Ona göre deprem, tsunami ve nükleer sorun Japonya'da mal ve hizmet üretimini sınırlamıştı. Ülkenin prodüktif kapasitesinin önemli bir kısmı yara almıştı. Japonya'da üretilen mallar Japonya'ya ithal edilenlere göre daha kıt hale geldiğinden rölatif fiyatları yükselmek zorunda idi. Bu da yenin dolar ve euro karşısındaki değerinin artması demekti. Japonya'da bir GSYİH düşüşü yaşanacak. Bu nedenle de ülkeye mal girişi olması gerekiyor ki talep karşılanabilsin, ülkede inşaat malzemesi ve gıda bulunabilsin. Bu nedenle genel kanının tam tersine Japonya'dan mal çıkması değil Japonya'ya mal girmesi gerekli. Güçlü ve değerli yen ise ithal fiyatlarını düşürerek dışarıdan mal girmesini sağlar. Böylece Japonya daha çok mal ve hizmet arzı ile karşılaşır. Yani kura dokunmayın, bırakın yen değerlensin ve mal ve hizmet ithalatı artsın!
Siz de şimdi düşünmeye başlayın bakalım, bu iki tezden hangisi tahmin açısından daha doğru bir bakış açısı? İleride geriye dönüp baktığımız zaman bu tezlerden hangisi gerçekleşmiş olacak? İlk tez parasal/finansal ve ikinci tez de reel bir tez! Hangisi doğru? Hangisi gerçekleşecek?