ABD Başkanı Bay Trump İran’la yapılmış olan nükleer anlaşmadan çıkarken yeni bir rejim veya anlaşma hayaliyle davranıyordu. Ama gerçekleri bilenler Trump’ın bir savaş karşısında kalacağını düşünüyorlardı. Bay Trump 8 Mayıs’ta ABD ile İran arasındaki bağlara saldırmakla kalmadı, adeta ilişkilere balta vurdu! Trump İran’la iş yapan her kişi veya şirkete de saldıracaktı.
Ancak eğer Birleşmiş Milletler’e bakarsanız Birleşmiş Milletler İran’ın daha önceden yapılmış olan anlaşmanın her kuralına uyduğunu söylemekteydi. Yani ‘Amerika’ya güvenilemez!’ tezine uyanlar, ABD’nin üzerinde durduğu kuralların da ortadan kaldırılmasının normal olduğunu gündeme getiriyorlardı. Bu durumda Ortadoğu’dakiler, İran nükleer bomba yaparsa bunun tüm dünya açısından anlamı ne olacaktı diyorlardı? Tabii Trump kendine göre bazı yaklaşımları da gündeme getiriyordu. İran’ın ‘saldırganlığı ve de nükleer silahları’ diyerek, İran vatandaşlarının kendi liderlerinin ve siyasetçilerinin esiri olduğunu ima etmekteydi ve onlara da “Kendi hükümetinize de isyan edin!” diyordu.
Ama Trump’ın planı aslında daha ağır yasaklar getirerek İran’ın, Irak, Suriye, Lübnan ve de Yemen’de savaşa sokmasını önlemek istiyordu. Fakat diğer yandan da İran, askerleri de finanse etmekte, milis kuvvetlerini desteklemekte ve de dış alemden gelen tehditlere de karşı önlemler almaktaydı. Bay Trump ise, Kuzey Kore’ye yaptığı gibi, yeni kurallar getirerek İran’ı yeni bir anlaşma masasına gelmeye zorlamak niyetindeydi. Getirilen yeni ekonomik kuralların, İran’ın liderlerinin Trump’ın kurallarına uymalarını sağlayacağını düşünüyordu. Ama Trump ve taraftarları da global kuralların geçerli olduğunu kabul etmek zorundaydılar. AB ise, İranlı yöneticilerle görüşmekte ve de Dünya Ticaret Örgütü de ABD’nin ülkelere koyduğu sınırlamalar ve tarifeleri de ortadan kaldırmaya çalışmaktaydı. 20 yıl evvel Küba için de bu tür yaklaşımları uygulamışlardı.
İran da yakında şöyle veya böyle silah düzeyindeki uranyumları artıracak ve de bu durumda, ABD siyasetle İran’ı durduracak bir şey yapamayacaktı. Çünkü İran, ABD ve de İsrail Hava Kuvvetleri tarafından ortadan kaldırılabilecek bir ülke değil, Irak ve Suriye’ye benzemiyor. İran nükleer silah yapmaya niyetli olursa, ABD ve İsrail bir iki yılda bir İran’ı bombalamaya mecbur olacaktı. Dolayısıyla ABD ve ortakları da çok yüksek maliyet karşısında olacaklardı.