Tepemizde birkaç bela var. ABD’de faiz artışının olası tahribatının ne zaman başlayacağı, Avrupa’nın bir türlü güvenilir dozda büyümeye geçememesi Çin ve diğer gelişen ülkelerden gelen kötü haberler ve de tabii bir de Rusya gibi petrol fiyatı düşüşü kurbanlarının elemleri ve de global çapta biz dahil gelişen ülkelerde kur zafiyeti problemleri. Ülkemizde de çevremizdeki ve içimizdeki sorunları ve hükümet kurulamamasını da devreye sokarsak, ekonomimiz oldukça zorlanmakta. Bir de hükümet kurulması tekrar ertelenir ve mart civarında üçüncü seçime kalırsak, ekonominin oldukça hırpalanması gündeme gelebilir. Biz gene de önce ABD ve Avrupa risklerinin değerlendirmesini yapalım.
ABD’de New York Times gazetesi cuma günü açıklanan emek piyasası verilerinden sonra şu başlığı attı: “Slower job growth may give FED pause !” Yani diyorlar ki, istihdam zayıf değer verdi! 220 bin kişiyi aşması beklenen istihdam 173 bin olarak geldi, bu zayıf bir değer. Diğer taraftan da işsizlik oranı yüzde 5.3 değerinden yüzde 5.1 değerine düştü. Yani mesaj karışık, FED belki daha da bekleyebilir diyorlar.
Tersine İngiliz gazetesi Financial Times ise “USA jobless rate is at lowest since 2008, data shorten odds on FED rise!” manşetini attı. Yani özetle FED faiz artışını öne alabilir diyor. FT işsizlik oranını düşüşüne önem veriyor, istemediği işte çalışmak zorunda olan, düşük ücretle veya part time çalışan milyonları göz önüne almayan gaddar bir yaklaşımı manşete konmuş. Ama tabii yerel ve kısa vadeci analizler Çin’deki ve birçok gelişen ülkelerdeki gelişmeleri unutuyor.
Ayrıca bu hafta diğer Avrupa’nın büyüme sorunu Batı medyasına düştü. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi haftanın son günü sıkılaştırmaya başlamak yerine daha da fazla parasal genişleme yapılması gerektiği yönünde oldukça kuvvetli ve detaylı bir açıklama yaptı. Draghi daha fazla bono satın alarak likiditeyi arttırmaya mecbur kalabileceğini belirtti.
Bu açıklamadan sonra euro hızla değer kaybetti. Hisse senetleri yeniden değerlenmeye başladı ve on yıllık euro bölgesi devletlerinin kamu bonolarının getirileri de düştü.
Avrupa’da enflasyon zaten petrol fiyatlarının düşmesinden sonra hızla düşmüştü. Draghi bu gerçeği vurguladı. Ayrıca gelişen ülke ekonomilerinin zayıflamasının önemini de gündeme getirdi. Çin ekonomisinin yaşadıklarının da iki çok önemli sonuç getireceğini, birincisi dış ticaretin azalacağını, ikincisi de finansal piyasalarda endişe ve güvensizlik yaratılacağının da altını çizdi.
Draghi konuşmasında Avrupa için 2015 büyüme tahminlerinin değişerek aşağıya indiğini, tahminlerde 2015 euro bölgesi büyümesinin yüzde 1.4 değerine gerilediğini ve enflasyonun da yüzde 0.1 değerine geldiğini belirtti. Bu durumda 2016 yılı eylül ayına kadar her ay 60 milyar euroluk bono almaya devam edeceğini söyledi.
Şimdi, FED faiz kararı verilirken, FED gelişen ülkelere ve Avrupa’ya insaflı mı bakar, yoksa bana ne mi der konusu çok önemli hale geldi diye düşünüyorum. FED Başkanı Yellen’in işi oldukça zor! Bekleyecek ve göreceğiz ! Yellen’in Keynesyen ve Berkeley kökenli ve oldukça insaflı bir iktisatçı olduğunu da unutmayın!