Ekonomimizin nereye gittiği konusu hem dış faktörler, Ortadoğu’daki gelişmeler, hem de içi sorunlarımız nedeni ile en çok sorgulanan konu oldu. Tabii şu anda 2013 yılı ikinci çeyreği için veriler oldukça sınırlı. Ancak Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi “BETAM” Temmuz 2013 tarihinde elde verilerle 2013 2. çeyreği için makroekonomik tahminlerini revize etti. Araştırmacılar Dr. Zümrüt İmamoğlu ve Barış Soybilgen tahmin revizyonu çalışmasının sahipleri. Araştırma aşağıdaki gibi! 2013 ikinci çeyreğinde Sanayi Üretim Endeksi mayısta önceki aya göre yüzde 0,6 azaldı. İhracat endeksi yüzde 4,2 oranında artarken ithalat endeksi yüzde 1,7 oranında düştü. Veriler iç talebin artmaya devam ettiğini gösterirken, yatırıma ilişkin göstergeler zayıfladı.
YARIM PUAN DÜŞTÜ
Mayıs ayında ihracattaki artışa,ithalattaki düşüşe rağmen dış talebin katkısının negatif olacağı anlaşılıyor. BETAM 2013’ün 2. çeyreği için ilk büyüme tahminini aşağı yönlü revize ederek çeyrekten çeyreğe yüzde 2’den 1,5’e indirdi. Buna paralel olarak bir önceki yılın aynı dönemine göre ikinci çeyrek yıllık büyüme oranı tahmini yüzde 3,8’den yüzde 3,3’e düştü. Mayıs ayında yabancıların ülkemizdeki yatırımlarını ve yatırımlarından elde ettikleri geliri ülke dışı varlıklara yöneltmesi ile cari açık beklenenden yüksek geldi ve 7,5 milyar dolar oldu. 12 aylık cari açık toplamı nisan sonunda 51,4 milyar dolardan mayıs sonunda 53,6 milyar dolara yükseldi. Mayıs’ta sermaye girişi olmazken cari açık ağırlıklı olarak Merkez Bankası rezervleri ile finanse edildi. BETAM 2013’ün ilk çeyreği sonunda yüzde 5,9 olan cari açığın GSYH’a oranının ikinci çeyrek sonunda 6,6’ya çıkacağını tahmin ediyor.
Mayıs ayı rakamları büyümenin iç talep artışı ile devam ettiğini gösteriyor. Ancak nisan ayındaki olumlu havanın devam ettiğini söylemek zor. Tüketim göstergeleri artışa işaret etmeye devam ederken yatırım malı imalatının hem aylık hem de yıllık bazda önemli ölçüde azalmış olduğu görülüyor. Reel Kesim Güven Endeksi’nde de çeyreklik bazda bir bozulma var.
DÖVİZİN ATEŞİ SÖNMEDİ
Geçtiğimiz ayki raporumuzdaki gibi 2. çeyrekte, Türkiye’de önemli gelişmeler yaşandı. Fed’in tahvil alımlarını azaltacağı açıklamaları gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışlarına neden oldu. Türkiye de bu gelişmelerden payını aldı. Mayıs ayında ülkeye sermaye girişi neredeyse hiç olmadı ve cari açık ağırlıklı Merkez’in rezervlerinden karşılandı. TL’de haziran sonunda mart sonuna kıyasla yüzde 6,5 değer kaybetti .
Merkez’in bu gelişmelere ihaleler yoluyla döviz satmak ve gerekli gördüğü günlerde yüzde 4,5 faizli repo ihalesi açmayarak ek parasal sıkılaştırmaya gitmek oldu ama bu kur ateşini düşürmedi. Kur sepeti halen 2,20 TL’nin üzerinde seyretmeye devam ediyor. Piyasa Merkez’in faiz artırımına gitme ihtimalinin az olduğuna inandığından TL’de değer kaybı beklentisi sürüyor. Bu da enflasyon beklentilerini bozarak, Merkez Bankası’nın inandırıcılığını zedeliyor. Yükselen kur ve enflasyon yılbaşından itibaren canlanmaya başlayan iç talebi baskılayarak tüketim ve yatırım talebinin ikinci yarıda azalmasına neden olabilir. Net ihracatın pozitife dönmesi durumunda bile 2012’de olduğu gibi büyüme potansiyel seviyenin oldukça altında kalabilir. Ekonomi yönetiminin enflasyon ve büyüme hedeflerinde ciddi olup olmadığını ve bu hedeflere ulaşmak için hangi politikaları kullanacağını net bir şekilde piyasaya anlatarak son iki ayda oluşan belirsizliği ortadan kaldırması gerekiyor. Aksi takdirde yalnızca 2013 değil 2014 büyümesi de tehlikeye girebilir.