Charles Aznavour 1924 yılında doğmuştu ve de geçen hafta, yani 2018 yılında 94 yaşında vefat etti. Aznavour Paris’te doğmuştu ama anne ve babası aslında Ermeni idi, ama aile ABD’ye göç etmek istiyordu. Fakat Paris’te ABD için vize verilmeyince aile Paris’te kalmaya mecbur olundu. Aznavour’un Babası bir şarkıcı idi, Annesi de bir aktördü. Aile hayatları, sanatkârlık olarak zengindi ama finansal açıdan çok zor durumda idiler. Charles Aznavour’un esas adı “Shahnourh Aznavourian” idi. Esas ismi oldukça zor konuşulabildiğinden doğumunu yapan hemşire ona Charles adını verdi. Charles biraz büyüyünce kız kardeşi ile beraber, bir müzikal düo olarak şarkılar ile hayata başladı. Dokuz yaşında ise ilk filmini çektirdi. Ama oldukça fakir bir yer olan Rue Monsieur–le–Prince’de uzun bir süre oldukça sefil yaşadılar.
Aznavour başlangıçtan itibaren, genç olmasına rağmen chansonlarla uğraştı, Fransız stili kabare, müzik merkezi şarkıları ve de lirik şiir yaptı. Paris 1941 yılında Naziler tarafından işgal edildiğinde piyanist Pierre Roche ile çalışmakta idi. Tabii Museviliklerini Nazilere karşı saklamaya mecbur oldu. Savaşın bitişinden sonra ise chansonlara iyice merak salmaya başladı. Aznavour ve Roche romantik Fransız şarkıları ile şöhret oldular. 1920’li yıllardan sonraki dönemde ise Paris’te caz gündeme gelmişti. Fakat Aznavour bu arada kendi şarkılarını söylemeye de başlamıştı.
Aznavour’ın burnu çok büyüktü, vücudu ise çok sıska idi, sesi de pekiyi değildi, yani işi zordu. Ancak sonunda çok önemli bir kişi olan Edith Piaf ile tanıştı ve de itibar görmeye başladı. Piaf da Aznavour gibi çok fakirdi, ama o Paris kökenli bir Fransız’dı. Hatta Piaf kendi kendisine “sokakların küçük kızı” adını takmıştı. Aznavour sonunda Roche’dan ayrıldı ve solo çalışmaya geçti. Fas’ta Casablanca kentinde çok sayıda konser verdikten sonra 1956 yılında tekrar Paris’e döndü. Fransızlar tarafından takdir edilerek, Paris’in ünlü Olympia Konser salonunda kabul edilip tekrar çalışmaya başladı. Ancak 1960 yılından sonra rekor düzeye gelen “Je m’voyais“ adlı ve bir şarkıcının sefil hayatını anlatan şarkısı ile çok büyük şöhret oldu. François Truffaut ‘un filmi olan, “Piyanisti vur“ adlı ünlü filmde de oynayarak film artisti de oldu. O zamanki çabasıyla Paris’e hem artist hem de şarkıcı olma tarzını da gündeme getirdi. La Boheme ve de Emmenez-moi adlı şarkıları ile ve de pop ve rock döneminde, chansonları ile tanındı. O kadar şöhret oldu ki tüm dünyayı dolaşmaya başladı. Bob Dylan onu 1963 yılında New Yorkta misafir etti. Aznavour’un en büyük başarılarından biri de 1974 yılındaki “She“ adlı eseri idi. Sonunda çok sayıda farklı dil ve yerde, müzik yaptı ve en sonra da vefat etti. Fransa’nın güneyinde, Japonya’dan döndüğü zaman aniden ölüvermişti. Geriye üçüncü karısı Ulla Thorsell ve altı çocuğundan beşi kaldı. Ermeni kökenli olmasına rağmen, Fransız müzik kültürünü tüm Dünyada temsil etti denilebilir.