Yılbaşı (doğruyu söylemek gerekirse) beni birkaç gün için tembelliğe boğdu. Ancak diğer taraftan da yeni ekonomik veriler yağmur gibi gelmeye başladı. Bu nedenle son birkaç günün verilerini bir arada, bugün aktaracağım.
Önce ülkemize bakarsak, önce kasım ayı dış ticaret verileri açıklandı. İhracat kasım ayında yüzde 3.6 büyürken, bir yıllık ihracat büyümesi eksi 0.8 değerine geldi. İthalat ise kasım ayında yıllık olarak yüzde 2.2 artış gösterdi. Ancak mevsimlik düzeltme sonrası ihracat yıllık bazda yüzde 4 artarken ithalat yatay bir gidişat sergiledi. İlk on bir ay için dış ticaret açığı 97 milyar dolar civarında gerçekleşirken bu sayı 2011 yılındaki zirve değer olan 107 milyar doların altında kaldı. Bu verilere bakıldığında da son on iki ayın cari denge açığının hafifçe artarak 61.5 milyar dolar değerine geleceği düşünülüyor.
Diğer taraftan da aralık ayı için TİM toplam 13 milyar dolar ihracat açıkladı, bu da yıllık bazda yüzde 9.8 artış demek. Bu veri 2013 yılı ihracatının artışının yüzde sıfır civarında gerçekleşmesi anlamına gelir. Bu arada son sayılara altın ihracatı dahil değil. Özetle ülkemizin parasının devalüe olması, Avrupa’nın gidişatı ve İran ile yasakların yumuşaması henüz önemli bir ihracat artışı getirmemiş durumda. Ama enflasyon ve ihracat sonunda artacak, ekonomi ise iç talep daralması yaşayacak diye düşünmek doğru olur.
Toparlanıyor ama çok yavaş...
Euro bölgesi için hâlâ çok iyi olmayan haberler ortalığa yayılmakta. Avrupa toparlanmakta ama çok yavaş bir toparlanma yaşanmakta. Avrupa genelinin beklenen büyüme hızı yüzde 1 civarında. Enflasyon da yüzde bir civarında tahmin ediliyor. Her iki veri de yüksek işsizlik ve birçok ülkede deflasyona ilaç olacak düzeyde değil. 2013 ve 2014 işsizlik oranlarının yüzde 14 civarında gerçekleşmesi bekleniyor. Ama Avrupa’da Latvia’nın yeni katılmasıyla 18 ülkeye çıkan euro tek para sisteminde 2010-2012 arasındaki türden finansal kargaşa beklenmiyor.
2014 yılında büyümesi daha da kuvvetlenecek diye beklentiler olan nadir ülkelerden biri de İngiltere. Dünyanın altıncı büyük ekonomisi Britanya’nın üç yıl durgunluk yaşadıktan sonra 2013 yılının ikinci yarısında yere güçlü bastığı ve büyümeyi hızlandırdığı ortaya çıktı. Britanya IMF tarafından eleştirilmeye rağmen kemer sıkmış, buna rağmen de hemen hemen her sektörde büyüme yaşadıktan sonra 2014 yılında daha da yüksek büyüme yaşayacak duruma gelmiş bulunuyor. 100 kadar iktisatçıyla yapılan tahminlerin ortalamasının, 2014 yılında İngiltere’nin 2013 yılındaki yüzde 1.3 düzeyindeki büyümesini aşarak, yüzde 2.4 civarında büyüyeceğini gösterdiği ortaya çıktı. Verilerde yapılan son revizyonlar büyümenin yüzde 3 civarına kadar yükselebileceğini gösteriyor. Ancak İskoçya’da bu yıl sonuna doğru yapılacak bağımsızlık referandumunda bağımsızlık oyunun çıkması durumunda Britanya ve İngiltere’nin bundan etkilenebileceği de konuşuluyor.
Şu anda ise geleceği en belirsiz olan ülkeler gelişen ülkeler. Biz de cari açığımızın boyutu ve tasarruf düzeyini artırmamız gereği nedeni ile Brezilya, Endonezya ve diğer bazı gelişen ülkeler gibi “daha sorunlu” olarak değerlendirilen ülkeler arasındayız.