Uzayan bankacılık krizinin etkileri, euro bölgesinin bankacılık sistemleri sorunlu diğer ülkelerine de sıçrayabilir. G.Kıbrıs'taki gelişmeler hiçbir mali yatırımın bundan sonra risksiz sayılamayacağını tescil etmiş bulunuyor. Güney Kıbrıs'taki banka sorunları yaygın risk algılaması artışı yarattı. Kısa vadede euronun değer kaybı, altının değer artışını getirdi. Avrupa ve Rusya hisse senetleri piyasaları bile G.Kıbrıs olayından etkilendi, birçok yerde borsalar düştü. Dolar ise değer kazandı. Ama bunlar kısa vadeli etkiler.
G.Kıbrıs'ta çözümü beklerken, epey zamandır ortaya çıkmakta olan dolar ile ilgili yeni gelişmeleri unutmamak gerek. UBS'in başdanışmanı iktisatçı G.Magnus çok güzel özetlemiş. Kısa vadeli gelişmelerden gözleri ayırıp, uzun vadede oluşan trendlere bakıldığı zaman doların uzun vadede değer kazanacağı görülüyor.
Piyasalarda, ABD Merkez Bankası varlık satışını bırakır, piyasadan para geri çekmeye başlarsa, doların değer kazanması gündeme gelir deniyordu. Ama dolar, FED'in likiditeyi geri çekmesi operasyonundan ve G.Kıbrıs sorunlarından bağımsız olarak değerlenme trendine girdi gibi gözüküyor. Zaten ABD'de işsizilik yüzde 7.7 iken ve ABD'de mali tartışmalar devam ederken FED para politikasını şimdilik değiştirmeyecektir. Doların değerini etkileyen faktörler, aslında reel faktörler. ABD'deki son istihdam raporundaki olumlu gelişmeler, istihdamın artışı, konut ve inşaat sektörünün toparlanmasının ivme kazanması, yatırımların ve ihracatın da artması ABD'nin büyümesine önemli katkı yapmaya başladı. Bu şartlar altında ABD yeniden rekabet gücü kazanmaya başlamış da bulunuyor.
ABD Doları 1971 Bretton Woods sabit kur anlaşmasının çöküşünden bu yana üç dönemde değer kaybetmiş: 1968-78, 1985-92, 2001-2011. Dolar iki defa da değer kazancı sürecine girmiş: 1978-85 ve 1992-2001. Bu dönemler ortalam yedi yıl sürmüş.
ASYA'YI VURMUŞTU
Doların ilk değerlenme dönemi 1980'li yıllara girilirken dolara endeksli Latin Amerika'yı çökertmişti. İkinci değerlenme dönemi ise Japon Yeni'nin yüzde elli değer kaybına rağmen dolara endeksli kalan Asya'yı 1997 kriziyle hırpalamıştı. Her iki dönemde de emtia fiyatları dolar ile ifade edildiklerinden zarar görmüşler. Peki şimdi doların değerlenme trendi hızlanırsa ne olacak?
Bu sefer Japon parası hızla değer kaybettirildiğinden Asya ülkeleri dolardan çok yene endeksli davranacaklar diye düşünmek daha doğru. Ama doların kuvvetlenmesi global sermaye hareketlerini dalgalı hale getirecek ve enflasyon da yükselecek demek. Bu da para politikalarında sıkılaştırma getirir.
Gelişen ülkeler Çin'deki büyümeye daha endeksli, yani bağlı. Çin'in yavaşlayan büyümesi daha az emtia endeksli olacak gibi. Bu da maden ve hafif sanayi ürünü satan gelişen ülkelere ters etki yapacak. Çünkü emtia piyasaları hem ABD Doları'na hem de Çin'e daha bağlı. Japonya ve Avrupa Merkez bankaları bilançolarını para basarak genişletmeye devam ederse, piyasalarda ABD, FED ve dolar yeniden dünyanın merkezine oturacak diye düşünülmeye başlandı.