Son bir iki haftada global çapta, pek beklenmedik ve optimizmi azaltacak ekonomik veriler gelmeye başladı. Bu durumda da hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişen ülkelerde gidişat kur ve faiz açısından dakika başı değişir hale geldi.
Özellikle ABD'de işgücü piyasasından gelen zayıf veriler, Çin'de imalat sanayiinde siparişlerin azalması ve Avrupa'da da enflasyonun düşük gidişi ve deflasyon korkusunun konuşulmaya başlaması kafaları karıştırdı. Ortalığa bir miktar kötümserlik yayılmaya başladı.
7 şubat Cuma günü ise beklenen ABD Ocak 2014 ayı tarım dışı yeni istihdam verileri yayınlandı. Tarım dışı ücretli istihdam bir evvelki verinin üstüne çıkmasına rağmen, 180 bin olan beklentilerin çok altında 113 bin kişi oldu. Özel sektör istihdamı ise 185 bin kişilik beklentinin altında 142 bin kişi olarak gerçekleşti. Kamu istihdamı ise 29 bin kişi daralmıştı.
Yüzde 6.5 önemli bir eşik
Bu zayıf verilere rağmen, işgücüne katılım büyük çapta hava şartları nedeniyle kuvvetle düştüğünden, işsizlik oranı 6.6 düzeyine düştü. Hatırlanırsa Merkez Bankası işsizlik oranının yüzde 6.5 düzeyine düşmesini önemli bir eşik olarak deklare etmişti. Bu arada part time yani yarım zamanlı istihdam da ocak ayında 80 bin kişi düştü, bir yıl evveline göre de 117 bin kişi daha az olarak gerçekleşti.
Özetle ifade edilirse son iki ayda, Aralık 2013 ve Ocak 2014 aylarında, istihdam verileri gene de zayıf gelmiş bulunuyordu.
Bu durum tabii ABD açısından kötü bir haber, Türkiye açısından ise, ABD faiz artırımının hızını ve başlangıcını daha geriye itebileceği için ise bizim için kısa vadede iyi haberdi. Etkisi de doların değerini biraz aşağıya itmek, altının değerini biraz yukarı itmek ve TL'nin dolara karşı değerini ise hafifçe iyileştirmek ve Türkiye faizlerini bir miktar aşağıya bastırmak olur.
Ancak diğer taraftan Türkiye için hoş olmayan bir haber daha gündeme geldi. Standard ve Poors rating şirketinin yaptığı açıklamanın anahatları oldukça kötü. Ama hatırlayalım, geçmişte S&P Türkiye'ye pozitif bir bakış açısı ile bakmış bir rating kuruluşu olmayıp, ratingimizi yatırım yapılabilir düzeye çıkartmamıştır.
S&P yaptığı son açıklamada 2014 ve 2015 yıllarında her şeye rağmen pozitif büyüme gerçekleşeceğini düşünse de, ortalama kişi başına GSYİH büyümesinin sadece yüzde 1 düzeyinde kalacağını düşünmekte olduğunu söyledi.S&P kendi analizlerine göre ülkenin döviz rezervlerinin azalıyor olmasının net dış finansman gereğini artıracağı, yani bir kredi zafiyeti oluşacağını düşünmektedir.S&P ayrıca Türkiye'de siyasi gidişatının daha az öngörülebilir hale geldiğini ve bu nedenle de uzun vadede büyüme potansiyelinin azaldığını düşünmektedir. Bu nedenle de S&P Türkiye'nin uzun vadeli döviz ve yerel para ratingini durağandan negatife çevirmektedir. Ama S&P Türkiye'nin çoğu yerel para olan kamu borcunun düşük olması nedeniyle makro ölçüde sorunlara karşı dayanıklı olduğunu da eklemekte.
TL zayıflamaya devam edebilir
Bu gelişme ise Türk parasının dolara karşı değerini aşağıya itmek, TL faizleri yükseltmek gibi etkileri gündeme getirme olasılığı taşıyan bir durumdur. Bu nedenle önümüzdeki günlerde TL'nin dövizlere karşı yeniden zayıflaması da gündeme gelebilir. Çünkü S&P önümüzdeki 12 ay içinde Türkiye'nin ana ratinginin düşürülmesinin olasılığının üçte bir boyutunda olduğunu da alenen eklemiş bulunuyor.
Zaman ne olacağını gösterecek ama, biz iç siyasi gerilimi azaltarak kendimizi daha iyi koruruz diye düşünmeye devam ediyorum!