Bahsettiğimiz çok kıymetli insan, Cemal Kaşıkçı adlı Suudi Arabistan vatandaşı, geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki S.Arabistan Konsolosluğu’nda, kendi ülkesinden gönderilen, 15 artı 3 kişilik ekip tarafından öldürüldü. Öldürme emrini verdiği belli olan kişi de, 20 gün kadar sonra Kaşıkçı’nın öldürüldüğünü inkâr etmeyi bıraktı, cinayeti kabullendi. Nasıl kabullenmesin ki, emreden kim?
Suudi Arabistan 1932 yılında kurulmuştu. Ülkeyi kuran İbn Suud adlı lider kişi idi, Suudi Arabistan adı da bu kurucudan kaynaklanıyor. Kaşıkçı ise 1958 yılında doğmuştu. Tam 60 yaşında, 2018 yılında ise öldürüldü. Aslında ailesi çok çok önemli bir aile idi. Kaşıkçı’nın doktor olan dedesi, Kurucu Kral İbn Suud’un doktoru idi. Kaşıkçı da kutsal bir kent olan Medine’de büyüdü ve okula gitti. Sonunda, ABD’de Indiana State Üniversitesi’nde eğitim aldıktan sonra, kendi ülkesine geri döndü ve gazeteciliğe başladı. 1990 yılına kadar ülkesinde gazetecilik yaptı. Afganistan Savaşı ve de Körfez Savaşı’nı izledi, sonra da İngilizce olan Arab News adlı günlük gazetenin genel müdür yardımcısı oldu. Özellikle birkaç yıl önce Kral olan babasının yerine ülkenin başına gelen ve şu anda 33 yaşında olan prens tarafından yapılan yönetim yaklaşımını medyada eleştirmeye başladı. Suudi Arabistan’daki medya kurumlarının çoğu devlet tarafından kontrol altında tutularak yayınlanan kurumlardır. Medyaya atanmak da ancak devlet tarafından kabul edilenler için geçerlidir. Kaşıkçı bir süre medyada çalıştıktan sonra önce al Vatan adlı günlük gazeteye editör oldu. Daha sonra da Prens Turki al Faysal adlı ve de daha önce enformasyon yöneticisi olarak devlette çalışmış, sonra da UK ve ABD elçisi görevlerini yapmış kişiyle çalışmaya başladı. Sonra 2007’de al- Vatan adlı gazeteye geri döndü. Ancak sadece üç yıl çalışabildi. Arap dünyası, 2011 sonrasında, epey karışıklık içinde yaşarken, Kaşıkçı Müslümanlara eleştiri yapanlara da karşı çıktı. 2016 Kasım ayında ise, Suudi liderleri ABD Başkanı Trump ile bağlanmaya çalışırken, Kaşıkçı prensi de eleştirince yazı yazması engellendi. 2017 yılında haftada bir, “Pan Arab al Hayat” adlı gazetede yazı yazmaya başladı ise de, kısa süre içinde yazması engellendi. Bunun üzerine Kaşıkçı ülkesinden çıktı ve de yurtdışında ABD’den çalışmaya başladı. Ülkenin prensini ve ona taraftar yazarları da eleştirdiği için de oldukça zorlanmaya başladı. Son haftalarda ise Washington Post sütunlarında, hükümetin ülkeyi yönetiş tarzını eleştirdiği için ve de Yemen Savaşı’nın eleştirisi nedeniyle kendisi de ağır eleştirilerin hedefi oldu. Washington Post’ta yazdığı en son sütunda ise ülkede basın özgürlüğü olmamasını ve de Yemen Savaşı’nı eleştirmişti. Hükümetin internetin serbest bilgi yaymasını da engellediğinden şikâyetçi idi. Sonuçta, İstanbul’da konsolosluktan evrak alacakken öldürüldü!