HAYAT hakkında söylenebilecek en doğru şey hayatın tamamen sürprizlerle dolu olduğudur.
Dün sabahın erken saatlerinde, saat sekiz gibi, televizyon stüdyosuna girdik. Niyetimiz eylül ayının 17 ve 18’inde ABD’de FED’in normal Para Poltikası Komitesi toplantısından, bir likidite sınırlama atağının gelip gelmeyeceği konusunu tartışmaktı. Bernanke’nin eylül toplantısında pek fazla gaddar davranmayacağını, likidite sınırlamasını 2014 yılının başında, kendisi görevi yenilenmediğine göre ayrıldıktan sonra geleceklere bırakacağını düşünmekte idim. Ve benim için bu durumda sorun vardı.
Ben gözüm kapalı atardım
Bernanke sonrası FED Başkanlığı için iki aday vardı. Biri Janet Yellen denen hatun kişi idi ve kendisi bilgi ve birikim olarak çok kuvvetli bir ekonomistti. Berkeley Üniversitesi’nde hocalık yapan, sonra San Francisco Merkez Bankası Başkanı olan, sonra da FED’in Başkan yardımcılığına atanmış, konuyu çok iyi bilen bir uzmandı. Gözüm kapalı FED Başkanlığına getirirdim diye düşünüyordum. Yellen sıkı bir Keynesyen olarak tanınıyordu ve işsizliğe önem veren bir iktisatçı idi. Bu nedenle likidite daraltmayı başlatmazdı.
Diğer kuvvetli başkan adayı da Larry Summers idi. 28 yaşında Harvard Üniversitesi’nde Profesör olmuş, babası ünlü Nobel’li iktisatçı Paul Samuelson’un kardeşi Robert, annesi de gene ünlü Nobel’li Kenneth Arrow’un kız kardeşi Anita idi. Yani müthiş bir genetik avantajı ve zekâsı vardı. Ama dilini pek tutamadığı için Harvard Üniversitesi rektörü iken, kadınlara hakaret ettiği, siyahları üzdüğü, Rusya özelleştirmelerine gönderdiği A.Schleifer’in yaptığı usulsüz hisse satışları nedeniyle Harvard Üniversitesi’nin 28 milyon dolar tazminata mahkum olduğu gibi bariz hataları medyada konuşuluyordu. Nitekim sonunda tüm Harvard hocalarının oylarıyla rektörlükten ayrılmak zorunda kaldı.
‘Barbarca’ likiditeyi daraltmayacak
Ama aniden, dün sabah sabah Summers’ın Başkan Obama’ya FED Başkan adaylığından kendisinin çekildiğine dair bir mektup gönderdiği, yani adaylıktan istifa ettiği medyaya döküldü. Haber Türkiye’ye vardığında derhal dolar değer kaybetmiş ve TL, iki TL eşit bir dolar değerinin altına inivermişti. İstanbul Borsası da yukarıya gitmişti.
Tabii Yellen henüz atanmadı, onun dışında hâlâ adı geçen ama şansı küçük görülen başka adaylar da var.
Ama Yellen atandığı takdirde hem ilk kadın Merkez Bankası Başkanı olacak hem de şu andaki Merkez Bankası Yönetimi ile yakinen çalışmış ve politikaların oluşmasına önemli katkıda bulunmuş biri olduğundan ve ekonomik görüşleri de iyice bilindiğinden, Summers gibi barbarca likidite daraltması yapması beklenmeyen biri olduğu biliniyor.
Hele 17-18 Eylül FED toplantısından beklediğim gibi pasif ve yumuşak bir açıklama gelirse ve sonra da Yellen’in atanması açıklaması yapılırsa, biz dahil gelişen ülkeler ve Avrupa ve İngiltere derin bir nefes alır. Kur riski bir süre için azalır ve risk taşıyanlar riskten kurtulmak için zaman kazanmış olurlar.
Bernanke’nin FED’i ise yanlış medya ve piyasa yorumlarının piyasayı felaket tellallığına boğduğu dönemi atlatmış olur. Bernanke de son dakikada gol yemeden ve gelişen ülkeleri ve Avrupa’nın zayıf toparlanmasını baltalamadan görevi teslim eder. Bu durum ise Türkiye açısından da optimal bir durum olur.