Gelişen ülkeler önce FED'in politika değişiminden etkilendi. FED'in para politikası değişimi Mayıs 2013 tarihinden bu yana etki yapmakta, daha da en az iki yıl gibi bir süre etki yapmaya aday. Ancak iş sadece FED ile bitmiyor, daha hâlâ likidite artıran ve daraltmaya geçmemiş Avrupa, İngiltere ve de Japonya, hatta Çin Merkez Bankaları bile var. Onların da likidite daraltma operasyonları bir gün gündeme gelecek. Dolayısıyla gelişen ülkelerin elemleri oldukça uzun süreli olacak.
Ancak Avrupa'da para politikası konusunda ciddi görüş ayrılıkları var ve kavgalar daha kriz bitmeden başladı bile! Geçtiğimiz haftalarda Avrupa Parlamentosu Mayıs 2010 tarihindeki ve Troika denen IMF, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu üçlüsü tarafından yapılan ilk Yunanistan kurtarma operasyonunu (ve daha sonraki İrlanda, Portekiz ve Kıbrıs kurtarma operasyonlarını) incelemeye alarak Troika'nın ekonomik operasyonlarının Avrupa Birliği Anlaşmalarına uygun olup olmadığı konusu için bir araştırma başlattı. Troika'nın ortadan kaldırılması talep edilmekte. Üstelik hem solcular şikayetçi hem de sağcılar! Tabii nedenleri farklı! Sol görüşlüler Troika'nın politikalarının insan haklarına saygısı yoktu derken, sağcılar da bizim paralarımız çar çur ediliyor fatura bize çıkacak teziyle şikayetçiler. Bu arada bir de IMF yerine E.M.F yani bir Avrupa Para Fonu yaratma girişimi var, böylece bugüne kadar Avrupa Parlamentosu'nun kontrol edemediği Troika, Parlamento'nun kontrolü altına alınmış ve IMF dışlanmış olacak!
Almanların sinirleri bozuldu
Bu arada Almanya'da da son dönemde tuhaf bir gelişme yaşanmıştı. 2 yıl evvel Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi sorunları çözmek için ne gerekirse yapacağını açıklayarak OMT adı verilen (outright monetary transactions) ve gerekirse sorunlu ülkelerin kamu kağıtlarını eğer Avrupa Kurtarma Fonu'nun teknik şartlarına uyarlarsa satın alabileceğini vaat eden bir politikayı gündeme getirmişti. O günden beri Almanların sinirleri bozulmuş bulunuyor ve borçları bize ödetecekler kokusuyla geceleri uyuyamıyorlar. Draghi'nin başka ülkelerin kamu kağıtlarını alma vaadinin Avrupa kanunlarına göre mümkün olmadığı tezini savunan 35 binden fazla Alman vatandaşı dilekçe vererek Alman Anayasa Mahkemesi'nde Avrupa Merkez Bankası'nın böyle bir işlem için hukuken yetkisi olmadığı gerekçesiyle engellenmesi için dava açmış bulunuyordu. Ancak bu hafta bir yılı aşan bir süre konuyu inceleyen Alman Anayasa Mahkemesi konunun kendisinin karar vereceği bir işlem olmadığını belirterek konuyu Avrupa Adalet Mahkemesi'ne havale etti.
İlginçtir ki Avrupa Merkez Bankası'nın 2 yıl evvelki açıklamaları Avrupa'yı büyük bir sorundan kurtarmıştı, moralleri düzeltmiş, piyasaları rahatlatmıştı ve Avrupa Merkez Bankası da kimsenin tek bir kamu borç senedini bile almamıştı. Ama birçok sorunlu euro bölgesi ülkesinin kamu borçlanma faizleri Draghi'nin bu adımından sonra büyük ölçüde düşmüştü. Karlsruhe'deki Alman mahkemesi Draghi'nin politikasının kamu borçlarının para yaratılarak ortadan kaldırılması anlamına geldiğini, bunun Avrupa Anlaşması'nın 123'üncü maddesine aykırı olduğunu düşündüğünü, Bundesbank adlı Alman Merkez Bankası'nın da benzer görüşte olduğunu söyledikten sonra gene de konunun ancak Avrupa Adalet Mahkemesi'nde verilen bir kararla ortadan kaldırılabileceğine karar vermişti. Şimdi konu Almanya'dan Avrupa Hukuk sistemine pas edildi.
ABD'de para birliği var
Bu arada da karar çıkmadığına göre Avrupa Merkez Bankası gerekirse istediğini yapabilecek. Ama konunun önemi başka. Avrupa'da hâlâ tek tek “millet devlet” yaklaşımı var, siyasi birlik niyeti yok. Diğer taraftan da bir merkezi Federal Hükümet kurmak için destek de yok. Bu iki durum değişmezse euronun istikbali de olamaz! ABD de bir tek para birliği (currency ) ama Federal Hükümet var olduğu ve eyaletler kendilerini ayrı millet olarak görmedikleri için krizden en kolay çıkan ülke olma yolundalar.