Fransız Akademik Ekonomisti, Paris Ünivesitesi’nden Thomas Piketty geçen hafta ABD’nin New York kentindeki City University of New York’ta çok sayıda tanınmış ABD ekonomisti ile 577 sayfalık yeni yayımlanan eşitsizlik ve vergi politikası konusundaki eserini tartışmış. İlgi o kadar yüksekmiş ki üniversite salonunda yer kalmayınca, toplantının yapıldığı üniversitenin yakınında bir salonda da paralı bilet satılarak tartışma canlı olarak yayımlanmış.
Daha bir ay önce kimsenin tanımadığı bir Fransız iktisatçısı, son eseri yayımlandıktan sonra birkaç hafta içinde ABD’de nasıl bu derece ilgi görmüş? “Yirmibirinci Yüzyılda Sermaye” adlı eserin ABD’de bu kadar çabuk gündeme oturmasının ve kitabın bulunamaz hale gelmesinin nedeni ne?
Okurlarım hatırlarsa ben de geçen hafta Batı’da hemen her gazetede çıkan Piketty‘nin yaşam hikayesini ve eserinin de bir özetini bu sütuna aktarmıştım. Özeti AKŞAM Gazetesi’nin internetinden bulabilirsiniz.
BU YAZIYI SPİKERDEN DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Adaletsizlik almış başını gidiyor
Gillian Tett adlı gazete yazarı Amerika’daki ilginin nedeninin aslında son derece basit olduğunu vurgulamış.
Amerikalılar “The American Dream” yani “Amerikan Rüyası” adı altında ülkelerinin kuruluşunun temel ilkesini hep vurgularlar. 1971 yılında ben de ekonomi okumak üzere New York’a ayak bastığımda bana da anlatılmıştı. 2-3 yüzyıl evvel ABD kurulurken ABD’nin kurucuları Avrupa’nın miras olarak babadan oğla kalan aristokrasi ve rantiye zenginliği durumunun reddedip Avrupa’dan kaçan insanlarmış. Bu nedenle de insanların çalışarak ve hak ederek zengin olmasının yolunu açacak bir ekonomi yaklaşımı ABD’de genel kabul görmüş. Bu nedenle gelir ve servet eşitsizliği ABD’de sorun olmaz, hatta destek ve ilgi görür ve insanlar kendilerinin de gelir ve servet kazanmasının önünün açık olmasından memnun, eşitsizliği kabul edermiş. ABD vatandaşları için önemli olan “fırsat eşitliği” olmuş. Bu nedenle çalışarak ve üreterek zengin olan teşvik edilir, yolu tıkanmaz hale gelmiş.
Hatta yıllar önce, 1950’li yıllarda ünlü Amerikan ekonomisti Simon Kuznets fırsat verildiği takdirde ve ekonomiler olgunlaştıkça, insanların zengin olmasının yolu açık tutuldukça, eşitsizliklerin azalacağını da iddia etmişti. Ama bugün kafasını kaldırıp bakanlar ne görüyorlar? Batıda gelir ve servet eşitsizliği almış başını gidiyor. Kuznets’in tezinin de tam tersine, toplum daha zengin oldukça eşitsizlik hem gelir hem de servet açısından hızla ve dramatik boyuta artıyor.
Hayal boş bir masala dönebilir
Paris Üniversitesinden Profesör Piketty 15 yıl boyunca Batı ülkelerinin gelir ve servet dağılımını izlemiş ve elindeki ve kitabındaki veriler gösteriyor ki Amerika Rüyası gerçekleşmiyor, tersine her tür eşitsizlik çok artmış bulunuyor. Piketty’nin kitabı ABD vatandaşlarının “rüyasının gerçekleşmediğini” çok sayıda veriyle gösteriyor ve gelir ve servet üzerinden sağlanan getiri de o kadar yüksek ki, bugünün Batı ülkelerinde de yüzyıllar öncesindeki gibi adeta her şeyin miras kökenli olduğu, kurtuluş çaresinin de yüksek servet ve gelirin vergilendirilmesinin olduğu vurgulanıyor. Piketty düşük gelir ve servet durumundakilerin, mesela tek konut sahibi ve çalışan bir ailenin evi üzerinden alınan vergilerin azaltılması gibi maliye politikası önlemleri ile de eşitsizliğin en azından frenlenmesi gerektiğini düşünüyor.
Piketty bu önlemler alınmadığı takdirde ABD’nin eşitlikçi rüyasının içinin boş bir masal olduğunun açık ve seçik kabul edileceğini ve ülkenin temel ilkesinin giderek daha fazla sorgulanacağını gündeme getiriyor.