Merkel şöyle veya böyle yeniden ve üçüncü defa şansölye seçiliyor! Almanya koalisyonlarla yönetilmeye alışkın olduğu için ‘Mutti’ Merkel’in direksiyonu bırakmayacağı kesin.
Merkel başarılı bir politikacı ama reformcu değil, oldukça tutucu. Avrupa çapında Federal Merkezi bütçe ve Avrupa Bankalar Birliği gibi gerekli reformları desteklemiyor veya yapamıyor. Ama gene de Avrupa’yı, şimdilik, bir arada tutmayı başardı. Fakat Avrupa dünya nüfusunun yüzde 7’si, dünya üretiminin yüzde 25 ‘i kadarını ama tüm dünya refah harcamalarının yüzde 50 kadarını yapmakta. Başta Almanlar olmak üzere Avrupalılar vergilerin yüksekliğinden şikayetçi, Merkel ise daha da kemer sıkma taraftarı! Ancak Merkel’in 3. döneminde, onu bırakın Avrupa’yı, Almanya’da bile çok ciddi sorunlar bekliyor. Almanya uzun zamandır zaaflarına rağmen reform yapmıyor.
NÜFUS AZALIYOR, GENÇLER ÇALIŞMIYOR
Birincisi, demografi Almanya’nın aleyhine çalışıyor. Nüfusları azalıyor, Evlenmiyorlar, çocuk yapmıyorlar ve gençleri de çok çalışmıyor. Yani bir kere daha dışarıdan emekçi transferi yapmaya mecburlar. Nüfus 2050’de bugünkü 80 milyon üstünden 50 milyona doğru düşecek!
İkincisi Almanya ihracata çok bağımlı. Hatırlanırsa 2009’da kriz Avrupa’ya ulaştığında Almanya yüzde 4.7 daralmıştı. İlginçtir ki 2009 yılında Türkiye de yüzde 4.7 daralmıştı, aynen Almanya gibi. Çünkü müşterileriniz battı mı, siz de batarsınız. Almanya ve Türkiye ürün bazında farklı şeyler ihraç ederler, ekonomik yapıları da benzemez ama aynı müşteri kitlesine satmakta idiler. Sonuçta Avrupa ülkelerinin başı belaya girince hem Almanya hem de Türkiye’de sanayi üretimi çöktü ve birbirine hiç benzemeyen iki ülke 2009 yılında aynı boyutta battılar. Şimdi örneğin Fed’in eninde sonunda likidite daraltması global talebi de kısarken, hem diğer Avrupa ülkelerinin hem de global gelişen ülkelerin Avrupa’dan ithalatları da azalacak, yani Almanya’nın ihracatı gene etkilenecek. Gelişen ülkelerin tümünün paralarının ve bizim paramızın da eşanlı değer kaybetmesi bize ihracat avantajı pek sağlamıyor. Euro değerlenmesi de Almanya’nın net ihracatını ters etkiler.
REKABET ETMEYE AÇIK DEĞİLLER
OECD araştırmalarına göre Almanya düşük prodüktivite artış hızı ve yaratılan az sayıda yeni işlerin de düşük gelirli işler olması gibi nedenlerle önümüzdeki 50 yıl için büyüme artışı konusundaki sıralamalarda Lüksemburg ile beraber en sonda gelmekte. Almanya’nın hizmet sektörü rekabete açık da değil. Kamu sektörü de ağır ve verimsiz.
Ayrıca yüksek eğitim sistemi de bugün sorunlu. Dünyanın en iyi 50 üniversitesi sıralamasında Almanya’dan sadece bir tek üniversite listeye girmiş. Halbuki Almanya’nın daha çok yatırıma da ihtiyacı var ve altyapı yatırımları, araştırma ve geliştirmede Almanya eski Almanya değil. Enerji fiyatları da yenilenebilir enerjiye dönüldüğünden beri çok yüksek!
Özetle Merkel son yıllarda Avrupa ile uğraştı ama üçüncü döneminde onu kendi ülkesinin sorunları da çok çok meşgul edecek! Üstelik başında bir de Birlik’ten ayrılmak isteyen Britanya, Berlusconi nedeniyle çözüm üretmekte daha da zorlanacak İtalya ve Katalanların ayrılma aşkının kabarması nedeniyle sallanan İspanya gibi ek sorunlar da olacak! Almanya’da içeride işsizlik oranı son yirmi yılın en düşük düzeyinde ama diğer taraftan da euro karşıtı “Alternatif parti” de ortalığa döküldü.