Son günlerde yasa ihlallerine kadar giden 'Basılmamış kitap toplama operasyonları'nı, en ilgisizler bile öğrendi. Gerçekten, konuyla alakalı yasalar ve hatta AİHM kararlarını takan yok. Neymiş bu İmamın Ordusu? Merak içindeyiz. Bir kısım yargıçlara, kanunları çiğneten emirler verdirdiğine göre, 'Kıyamet kopartacak' isimler var. Demokrasi Tarihi'nde böylesi uygulamaya rastlandığını sanmıyoruz. Nazi Almanyası'nda, Thomas Mann'in Buddenbrook Ailesi bile yayınlandıktan sonra yakılmıştı. Hazırlık safhasında, müsveddeleri toplanıp, imha edilmedi. Hele bizdeki gibi 'Elinizde kopyası olup, teslim etmeyene Silivri'de penceresiz daire' tehditleri sallanmadı.
...
Son operasyonlar Vefa Lisesi'ndeki 'Kaymak Tabağı' uygulamalarını hatırlattı. 1960'lı yıllar. Şimdiki gibi pornonun serti-yumuşağı hak getire. 'Kartal-Pendik gittik geldik' ya da 'Beş atış 25' gibi filmlerin rüyası dahi yok. Sözünü ettiğimiz Kaymak Tabağı, o yılların best-selleri. En önemli özelliği el yazması olması. Kahramanı, Pivot tanımlı bahçıvan. Allah rahmet eylesin, okulun spordan ve de sigara yasağından sorumlu Başmuavini Cihat Arbek zaman zaman 'Tabak harekatı' düzenlerdi. Topladığı sigaraların, öğretmen odasında kimler tarafından tüttürüldüğünü öğrendik. Ancak, Kaymak Tabağı'nı hangi hocaların alıp götürdüğü konusunda espri yarışmaları düzenlerdik. 75'lik müzikçi ile ondan büyük tarihçinin okurken nasıl heyecanlandıklarını hayal ederdik. Şakası bir yana, 'İmamın Ordusu'nun başarısı ortada. Çok güçlü konuma geldiler. Ahmet Şık'ın gözaltına alındığı gün söylediği gibi; 'Dokunan Yanar'. Dileriz, bir gün bunun tam tersi olur.
***
Haber kanalları, sözünü ettiğimiz baskın ve baskıları iyi işliyor. Ertuğrul Mavioğlu'nun gazetede sıkıştırılması, açıkça tehdit edilmesini NTV'de kendi ağzından dinledik. Doç. Dr. Yılmaz Yazıcıoğlu'nun 'Basılmamış, henüz yayınlanmamış bir kitap için yapılan uygulamaya söyleyecek laf bulamıyorum' deyişi aslında bir 'Hukuk Skandalı'nın itirafı. Yandaş dediğimiz ekranlarda bile protesto sesleri başladı. Ali Bayramoğlu bile dayanamadı ve kınamada bulundu. Hepsinden önemlisi Mustafa Karaalioğlu gibiler, uygulamayı savunurken, susturuldu.
...
Beyaz TV'nin son görevi 'MHP'yi baraj altına itebilme' programları. Özel görevli muhabir elindeki mikrofonla sokak röportajları yapıyor. Örneğin MHP'nin kalelerinden Kırıkkale'de 'Tahrik soruları' ile vatandaşa gaz veriyor. Gökçek Şurekası'nı uyaralım; 'Ne kadar uğraşırsanız MHP'nin oyları o kadar artar'.
***
Engin Balim'in e-postası, diğerlerinin sözcüsü: 'Cem Boyner 'Bireyin özgürlüğünün korunması, ülkenin bölünmezliğinden daha önemlidir' dedi. Kendisine yanıtım şöyle; 'Tüketicinin alış-veriş ki tercihi-Özgürlüğü- işadamının yatırımlarının bekasından daha önemli. O nedenle bundan böyle, Boyner Grubu'na karşı ferdi boykot uygulayacağım'.
...
Emekli Öğretmen Nevin Çelik'in facebook'taki gruplara yolladığı metin ise şöyle: 'TÜSİAD toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye'nin bölünmesine aldırış etmeyeceğini belirten Cem Boyner'e ait her türlü ticari ürünleri boykota çağırıyorum. Arkadaşlar havanda su dövmeyip, gerekeni yapalım. Tüccar zihniyetlilerin anlayacağı dil budur'.