Hikayecilik dönemini dahil edersek, yarım asırdır kalem oynatıyoruz. Bunca zaman çıkar ve amaç üstüne yazı yazmadık. 'Şerefimize emanet edilenleri' sakladık. Kullanmadık. Devlet'i temsil eden kurumların tepe isimleriyle dostluklar kurduk. Birlikte eğlendik, hatta spor yaptık. Makamlarına girip, çekmecelerine varıncaya kadar karıştırdık. Ancak, 'İzin almadan hiçbir belgeyi haber yapmadık'. Bunlarla ilişkilerimiz hala arkadaşçadır. İlginç olan 'Bu haberi bize verme kararının alındığı toplantılardır'. Genelde birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızın imzalarını kullanıp, yayınladıklarımızın sayısını unuttuk. Pek çoğu ödül bile aldı. Ayrıca 'Gerektiğinde sır saklamak özelliktir'.
...
Bu girişe neden gerek gördüğümüzü açıklayalım. Ertuğrul Özkök'ün 'Özel sohbeti' deşifre etmesi içimizi acıttı. 'Ticari işleri' yüzünden mesaisinin sadece yüzde 10'unu gazeteciliğe ayırdığını itiraf eden bu 'Genel yayın müdürü eskisi'nin geçmişini bilenlerdeniz. Bizce en önemli vasfı 'Taverna gecesinden köşe yazarı çıkarmak'. Hürriyet gibi gazeteyi yirmi yılı aşkın sürece yönetmesi, 'Kendine has yöntemler' sayesinde. Özkök şarap uzmanlığı, arka sayfa güzelleriyle köşe doldurmaktaydı. Son dönemde, 'Ben ölmedim' havası uğruna Aziz Başkan'ı 'Arena'ya attı'. Bunun adına gazetecilik denemez. Sadece 'Adam satma' diyebiliriz. Oysa parçalatmaya çalıştığı insan doğrudur. Merttir. Dost dediklerini kucaklamakla ünlüdür. Aziz Yıldırım'ı bu yönleriyle seviyoruz. Değil bir, bin manşete harcamayız. Her şartta yanındayız. Çünkü yaptığı John F. Kennedy'nin 'Fazilet Mücadelesi' ile eşdeğerlidir. Gün gelir 'Karakterliler mutlaka kazanır'. Ötekiler ise 'Kirpi yetiştiriciliği' ile zaman doldurur.
***
Okurlarımızdan Ertuğrul Berki'den uzun bir 'Durum analizi' aldık. Bazı bölümleri gerçekten beğendik. Hiç olmazsa onları yayınlamayı istedik:
l Temmuzda bu kadar yağmur. İlahi bir uyarı olmasın, gücü elinde tutup adil davranmayanlara. İstanbul TIR garajı 33 ölü, hızlı tren kazası 35 ölü, Uludere 35 ölü, TOKİ konutları 10 ölü. Çaycuma Köprüsü 9 ölü, vs.vs. Ya failler?
l Car car konuşan -Yetmez ama evetçiler- nerdesiniz? Aynaya bakabiliyor musunuz?
l Bıraksınlar kamyon yazılarının peşinde koşmayı emeklilerin yazgılarını değiştirsinler. Dua alın dua, beddua değil. Yanlış yaptığında istifa edebilen gururlu politikacılar bizi yönetsin. Ecevit zamanında suçlular çıkıyordu içeriden, şimdi ise suçunu bilmeyenler bile içeride.
l Ustalıkta şiddet hep içeriye. Dışarıya
-Uçak bile düşürseler- bir şey yok. Uçak düşürenler yumurta atsalardı görürlerdi günlerini. Ya da pankart açsalardı.
***
İlham Gencer, 70. Sanat Yılı konserinde. Sakıp Ağa ile otelinde izlediğimiz günleri hatırladık. Bir de, Merhum İrfan Ülkü, Mete Bozbora ve Necdet Küçüktaşkıner'le gittiğimiz Sergen gecelerini. Gencer Büyüğümüze nice sağlıklı, başarılı yıllar diliyoruz.
...
TRT-Müzik'te ListeSiz'i izlerken R.E.M'in parçası Everbody Hurts'a takıldık. Doğrusu yaşadığımız günlere yakışan bu sözleri dinlemek bambaşka; 'Herkes yaralanır, herkes ağlar.'
...
TRT'nin Leyla ile Mecnun'u tam anlamıyla amip gibi çoğalmaya başladı. Star'da yayına giren 'İşler Güçler' bunların sonuncusu. Üstüne üstlük, 'Ana dizide rol alanları' burada da görüyoruz. İnsaf yahu.