Bir Karadeniz türküsünün sözlerindeki gibiyiz: 'Efkarlı günlerimde geldi çattı Ramazan'. Oysa kutsal ayın, hakkınca yaşanması şart. 'Alan el, veren el' hayırlara vesile olacak. Teravihler, iftarlar ve sahurların önemi bu yüzden. İmkanı olmayanları gözetmek Ramazan'ın ana nedeni. Her şeyden önce bugünler somurtma değil, kendine özgü koşuşturmasıyla neşeli geçirilen vakitlerdir. Şimdilerde rahmetli olan bir büyüğümüzün yıllar yılı herkesi haşlamasından bıkmıştık. Sonunda patladık. İftar açtı. Sıcak çayından fırt aldı. Purosundan özenle ilk dumanı çekti ve taşı gediğine koyduk; 'Abi sen oruç tutma. Herkesi kırıp, günaha giriyorsun'. Yanımızdakiler korkuyla gelecek tepkiyi bekledi. Çay ve dumana devamla, ağzından şu iki kelime çıktı: 'Haklısın galiba'. Biz içimizden 'Oh çekip' niye bunca yıl bekledik diye düşünürken, kahkahalar yükseldi. Zaman içinde hep bunu anımsadık. Huyu değişen Büyüğümüzün 'Kafasında Aziz Halkası'nı fark ettikçe mutlu olduk. O da bizden iyi intikam aldı. Nerede toplu iftar varsa -İsim veremiyoruz- oralara götürdü. Sonunda bundan da sıyrılmasını becerdik. Şimdilerde Polat Hotel olan Yeşilyurt'taki Hasır'a davet edip olaya noktayı koyduk. Muhteşem mönü, gözünü doyurdu. Zaten yediği biraz koyun kaşarı, üstüne reçel sürdüğü bir lokma pide. İçtiği ise açık sıcak çay. 30 Ramazan'ın en az on günü telefon ederdi; 'Hacı Bey, beni iftara götür'. Canımıza minnet. O çayla idare ederken, yemedik şey bırakmazdık. Canı rahmet istedi sanırız. Bunu da eksik etmiyoruz.
***
'Devlet memuru aile'den geliyorsanız, Türkiye'deki gelenekleri yaşamışsınızdır. Örneğin Ağabeyimizin doğduğu Isparta'da 'Üç aylarla birlikte' camiler, minareler, meydanlar renkli kağıtlarla süslenir. Bunlara yerel dilde 'Tırtır' denir. Burdur'da meddah gösterileriyle ev sohbetleri yapılır. Bursalılar ilk hilali, Uludağ'da yaktıkları ateşle haber verir. Erzurum'da ilk defa oruç tutan çocuklara çeşitli hediyeler hazırlanır. Samsun'un pek çok bölgesinde kapı kapı dolaşılır. Hele 14'ü 15'e bağlayan gece Sele-Sepet adı verilen fenerlerle cepler bahşişle dolar. 'Yağlı kapı, ballı kapı' manilerinin Kütahya'dan çıktığı bilinir. Şanlıurfa'dan Edirne'ye Ramazan'a özel yemek ve tatlılar herkesin katılımıyla yapılır. İstanbul'un özelliklerini ilerideki günlerde inceleriz. Bu muhteşem kentimiz için şimdilik 'Mahyanın Vatanı' demekle yetineceğiz.
...
Siz hayır yapacak imkanlara sahip iseniz, lütfen Bayram'ı beklemeyin. Garibanı şimdiden sevindirmeye başlayın. Çeşitli yardım kuruluşlarına destek vermeyi unutmayın. Son yıllarda vurun abalıya haline gelen Deniz Feneri'ni ihmal etmeyin. Bu önemli organizasyon daha iki hafta önceden 20 bin kişiye gıda kolisi ulaştırdı. Bunu, mübarek ay süresince 35 bine çıkarmış olacaklar. Aralarında çocuk kolilileri de var. Bayramlıklar, yetim ve öksüzlere harçlık, yatalaklara sıcak yemek servisi başlatıldı. Deniz Feneri'nin Çağrı Merkezi'ne 0212-4146060 ve [www.denizfeneri.org.tr]'den ulaşmanız mümkün.