İstanbul'dan bahsedecektik. Uzakta kalanlar için İstanbul'un kaldırımları bozuk değildir. Sokaklarda çamur ve süprüntü yoktur; tramvaylarda ve vapurlarda azap çekilmez. Musluklardan Terkos yerine kevser akar. Serinletici lodos ılık bir buse, dişleyici poyrazı bir serin nefestir. Bilhassa çölde onu konuşurken hep beyaz yelkenlerin kayıp gittiği şurup renkli denizler, avize gibi şıkırdayan pınarlar, ağızlarından şekerleme kadar tatlı sözler dökülen kızlar görürsünüz.
Yukarıdaki satırlar Refik Halid Karay'ın. Ünlü yazarın sürgünde iken yazdığı 'Gurbet Hikayeleri'nden -Yeraltında Dünya Var-. Karay, ikinci kez yollandığı Ortadoğu'yu olağanüstü kalemiyle anlatırken, aşk, macera ve ille de 'İstanbul hasreti'ni bu kadar güzel dillendiriyor. O dönemin şartları akla getirildiğinde, Refik Halid'in İstanbul özlemini yazışındaki ikileme dikkat edin. Her şey, teker teker övdüklerinin tam tersi.
...
Neden böyle bir giriş yaptığımıza gelince... Önceki gün 40 kilometreyi tam 2 saat 20 dakikada alabildik. Bir yakınımız, Taksim'den Büyükçekmece'ye, kendi kullandığı araçla 3 saat 35 dakikada ulaşabildi. Yeni toplu taşıma güzergahları açıyoruz diye, plansızlık-programsızlık faciası yaşanıyor. 'Yan yollarla, ana arterlerin birlikte kazıldığı' şehircilik anlayışına ne demeli? Gelelim en önemli konuya. Bereket Prof. Dr. Şener Üşümezsoy içimize su dökmekte. Mazallah, böylesi bir karmaşada, olası depremin sonuçlarını düşünmek istemiyoruz. Kimse, yaralıları hastaneye taşımaya kalkmasın. Bıraktık yağmuru, günlük güneşlik havada dahi trafikte yol almak cehennem azabı. Etkili ve yetkililerden ricamız, lütfedip, bir sabah ya da akşam üstü Florya-Mimar Sinan arasından sade bir vatandaş olarak geçsinler. Bunlar herhalde Refik Halid Karay'ın yıllar önce döşendiği 'Ters kurguyu sahi zannedip, duruyor'. Endişemiz, bu kafaların 'Depreme nasıl tedbir alacakları'dır. Vah ki vah İstanbulluya...
***
Kemal Kılıçdaroğlu ve Pişekarı Gürsel Tekin, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'e yüklenen 13 Atatürkçü Milletvekili'ne ateş püskürüyor. CHP Genel Başkanı, yanlış adreste. Saygıdeğer eşinin iki ayrı gazeteye verdiği, aşağı yukarı aynı demecini tekrar tekrar okumalı. Sevim -Nüfus kağıdında farklı- Kılıçdaroğlu'nun kocasının partisine verdiği zararı gidermenin mümkün olduğunu sanmıyoruz. Etnik ve mezhep ayrımcılığından şikayet ediş tarzının, 'Dersim Milletvekili' Hüseyin Aygün'den farkı ne? Bu tutumla, 'Ağzı olan konuşuyor' çıkışlarıyla Ana Muhalefet'in oyları, ilk seçimde ileriye değil, geri gidecektir. Bazı kişilerin protestolarını toplayacağımızı bilerek bunları dillendirdik. Onlardan ricamız, bu satırları kesip saklamaları. Tanrı görmeyi nasip ederse, işte o zaman yeniden değerlendirirler.
***
Ekranlardaki kavga dövüşlerden bunaldık. TRT-M'e geçtik ve takılıp, kaldık. 'Aşk'ın Sihirli Sesi'nde Melihat Gülses yine döktürüyordu. Bir de baktık Mehmet Barlas orada. Türk Sanat Müziği'nin önemli nazariyatçılarından olan gazeteci büyüğümüz, programa renk kattı. Kendisine önerimiz, bu işi Gülses'le birlikte devam ettirmesi. Notumuz, kanalın Genel Koordinatörü İsmail Güngör'e de. NTV'deki başarılı yapımın daha iyisini ayarlamak onun elinde.