Kampanya ve sonrasını içine alan savaşta iki kişi canımızı sıktı. Her ikisinin hedefinde Süleyman Demirel vardı. İlki, tahmin ettiğiniz gibi Başbakan Erdoğan. Bazılarının uydurduğu 'Varsayımlara inandı' ve Demirel'e 'Hakarete varan laflar' etti. Hele 'Otur oturduğun yerde bey desinler' yok mu, içimizi kanattı. Defalarca Başbakanlık yapmış, Türkiye'de tüm barajların beşte dördüne imza atmış 'Hizmet adamı'na böylesi saldırı, yüreğimizi acıttı. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti'nde gelinecek en üst makama da ulaşmış birisi. Demirel'in 12 Haziran öncesi yaptığı tek hareket Prof. Dr. Mehmet Haberal'a sahip çıkmaktı. Erdoğan'ın seçimle ilgili olarak açtığı davaları geri çektiğini öğrenince sevindik. Başbakan'ın sanırız Baba'ya da özür borcu var. Bunu da yerine getirmesini bekliyoruz. Yapar yapmaz, kendi bilir. Eğer bir telefon açarsa, yer gök bravolarla inleyecektir. Beyaz Sayfa gerçekten açılacaktır.
...
Gelelim hayatı boyunca hep liderliğe oynayıp, hiçbir şey elde edemeyene. Kim mi? Zülfü Livaneli. Gazetedeki köşesinden 'Demirel, CHP'yi bölecek' şeklindeki palavrası, bir kaşık suda fırtına kopardı. Her taraftan tepki yağınca 'Benimki sadece iddia' deyiverdi. Livaneli'nin amacını çözemeyenleri aydınlatmak istiyoruz. Bu zatın siyasi geçmişine iyi bakmalılar. Onu bir yerlere getirenlere hep kazık atmıştır. Bu listede Deniz Baykal'ı en üste yazabilirsiniz. Zülfü Bey'in amacı geniş bir senaryo ile Kemal
Kılıçdaroğlu'nun yerine geçebilmek. Nabız yoklaması bundan. Acı olan, artık herkesin Zülfü Livaneli'den 'Politik lider olamayacağını' anlaması. Kendisine tavsiyemiz, Leylim Ley'le idare etmesi. İki S'ye-Siyaset ve Sinema- hiç bulaşmaması.
***
En yakışan ismiyle 'Türkçe Olimpiyatları' başladı. Medyanın önemli bölümünün bu işe sahip çıkışı güzel. İstanbul'daki açılışı beğendik. Denizli'deki 3. Türkçe Sözlü Müzik Festivali'ni sevdik. Bir dilin kaynağından çıkanların yeniden toparlanması düşüncesini hep desteklemişizdir. Yıllar önce tanıdığımız 'Hırıstiyan Türk' kolu Gagavuzlardan yediğimiz fırçayı unutmamız mümkün değil. Safça sorumuza 'Ne olmuş, Hırıstiyansak' karşılığını hep hatırlarız. Sonra da 'Biz özbeöz Türküz'ü yapıştırmışlardı. Böylesi 'Ulu düşünce'yi taze tutanları kutluyoruz. Tabi”, TRT'yi de birkaç kanalını bu işe ayırdığı için tebrik etmeyi unutmuyoruz.
...
Bengü Türk'ü bir süredir daha kolay izliyoruz. Çünkü DIGITURK platformu 61. kanaldan da yayın yapıyorlar. Murat İde'nin 'Medya Açılımı' öncelikli tercihimiz.
***
Çok hoş bir kitap aldık; Tanzifat-ı İstanbul. Mehmet Mazak ile Fatih Güldal'ın ortak çalışması. 'Osmanlı'dan Günümüze Temizlik Tarihi'ni anlatmakta. Baz alınan İstanbul'un, Fetih'ten bu yana iyi araştırıldığını gördük. ÇEKÜD-ÇEVDER'in katkıları, YEDİTEPE etiketiyle zirvelenmekte. Mahalle aralarından, dükkan önlerine kadar temizlik işlerinin denetiminde kadıların görev alması hoş değil mi?
...
BAŞSAĞLIĞI: Gazetemizin çalışkan muhabiri Nebahat Koç'un babası vefat etti. Trafik kazası sonucu kaybettiğimiz Miktat Koç dün Derince'de toprağa verildi. Arkadaşımız Nebahat Koç'un şahsında tüm aileye başsağlığı diliyoruz. Merhumun mekanı cennet olsun.