Abdullah Öcalan'ın Kenya'dan getirildiği gün Harbiye'deki TRT binasında Türk Müziği Sempozyumu'nda idik. Önemli güfte yazarlarından biriyle yan yana oturuyorduk; Uğur Gür. O dönem Bolu Emniyet Müdürü'ydü. Haberi bizden öğrendi. Hatta Ankara'ya bozuldu. Niçin onlara haber verilmedi, diye. Hemen telefona yapıştı ve sorumluluk alanındaki bölgede tedbirler aldırdı. Yönelttiği soruyu bugün gibi hatırlıyoruz; 'Ne olur?' Söylediklerimizi özetleyelim:
'Türkiye başına dert aldı. Bu Amerika'lılar astırmaz. Besleyip, dururuz. O da içerden altımızı oymayı sürdürür. Sonunda Mandela olur'.
...
13 Yıl sonra geldiğimiz noktaya bakın. Terörist başı, bölücüleri içeriden yönetiyor. Gözleri bağlı halde uçakta korkuyla konuştuklarını unutan varsa hatırlatalım: 'Ülkem için hizmete hazırım. Hatta benim Annem Türkmen'dir'. Şimdi, geldiği noktaya bakın. Bıraktık PKK'yı KCK'yı, neredeyse TBMM'yi idare edecek konuma geçti. Mısır'ı örnek veriyor, Diyarbakır'dan Antalya'ya Kalkışma başlatılıyor. KCK Devletin yollarını kesip, kimlik kontrolü yapıyor. En ağır saldırılar uyuşturucu ağalarının merkezi Yüksekova'da. Şırnak'ta, Doğubeyazıt'ta, Adana, Mersin ve İstanbul'un kurtarılmış bölgelerinde aynı görüntüler.
...
Peki bütün bunlara karşılık ne cevap verilmekte. Hükümet etme konumundakiler gündem değiştirip Soner Yalçın ve bir avuç arkadaşını 'Susturma peşinde'. Baskınlar, gözaltılar, özel arşivleri didik didik etmeler. Öte yandan, zamanında canını kanını ortaya koyup 'Tek Dil, Tek Bayrak, Tek Devlet'i savunanlar içeri tıkılıyor. Uygulanan stratejiyi anlamak mümkün değil. 13 yıl önce Uğur Gür'e yaptığımız 'Geleceği Okuma'nın yenilenmişini aktarıyoruz; 'Bu Ordu'nun bir gün size de lazım olacağını aklınızdan çıkarmayın'. Açılım lafınız bile Türkiye'yi bu hale getirdi.
...
Ekranlara bakıyoruz, değişen bir şey yok. Saflar belli. Arada aklı başına gelen var mı, diye arıyoruz. Sonuç sıfır. Hatta, Abdurrahman Dilipak 'Bela okuyor'. Bu mu dini kesimin objektif ismi? beşNbirK'da, gazeteci geçinen biri 'Ergenekon'un en büyük yandaşı' diyerek Sedat Ergin'i yeni hedef gösteriyor. Kimileri de aynı teraneyi sürdürüyor; 'Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ da alınacak'. Gerisini siz getirin!
***
Atilla Gökçe ile aynı çatı altında çok çalıştık. Yıllar sonra, ilk kez Avrasya Ödül Töreni'nde biraraya gelme imkanımız oldu. Şimdi de onu 24'ün 'Güzel Oyun'unda izledik. Konu spor servisleri ve 'Tercüman Yılları' idi. Hani, TSYD'nin en başarılı gazeteciler seçiminde 15 ödül birden alan efsane yayın organı. Ekrana gelen fotoğraflara baktık, kimler var, kimler. Başta 'Güzel İnsan' İslam Çupi olmak üzere, pek çoğunu uğurlamışız. Atilla'nın sözünü ettiği Mahmut Küçük ve Arif Işıldayan'la ne gırgır anılarımız var. Hele bir Almanya-Türkiye maçı var ki, Birol Güven'e anlatsak, dizi yapar. O yılların Tercüman'ının en büyük üstünlüğü patronu Kemal Ilıcak'tı. Önce Ağabey'di. Öyle bir hava yaratmıştı ki, 'Dayanışma' öncelikti. Bir de ilginç ve gırgır tespitimizi dillendirelim. Eskiden futbol yazarlarının çoğu 'Topu önüne atsanız, bomba sanırdı'. En başta da Atilla Gökçe. Daha sonra Orhan Ayhan büyüğümüzün Yusuf Abi'si Necmi Tanyolaç. Ona da sağlık dileklerimizi yolluyoruz.