Arayan başkan yardımcısı Prof. Dr. Ercan Öztemel'di. 1990'lı yıllarda Boğaziçi Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olarak çalıştığım dönemden beri tanıdığım Ercan Hoca bilimsel üretkenlik, çalışma disiplini ve iş kalitesi açısından saygı duyduğum bir akademisyendir. Kendisinin ÖSYM'nin üst yönetiminde göreve geldiğini ilk duyduğumda ülke adına çok sevindiğimi hatırlıyorum. Bugün de bu inancım sürüyor.
Ercan Hoca ile telefonda geçen haftaki yazı üzerine uzun uzun konuştuk. ÖSYM olarak yazının içeriği hakkında sitemlerini hararetli şekilde dile getirdi. ÖSYM'nin sadece uygulayıcı bir kurum olduğunu, YÖK'ün aldığı kararları uyguladığını, başka bir işlevi olmadığını, bu nedenle OBP konusundaki yöntem tercihinin de ÖSYM'nin kendi seçimi olmadığını belirtti. ÖSYM Başkanı Prof.Dr. Ali Demir'in de bu yöntemin yanlışlığı yönündeki fikrini defalarca YÖK'e ilettiğini söyledi. Geçen haftaki yazımda ben de bu "bakkal hesabı" yöntemin Sayın Demir tarafından ortaya atıldığını yazmamıştım. Sayın Demir'in ÖSYS sürecini bu yöntemden arındıracağına inanmak istediğimi söylemiştim. Sayın Öztemel'in anlattığına göre Sayın Başkan bu konuda oldukça yoğun çaba göstermiş lakin değişen bir şey olmamış.
Kullanılan yöntem hakkındaki endişelerin ÖSYM tarafından YÖK'e iletilmiş olduğunu duymak sevindirici. Demek ki bundan sonra hatanın düzeltilmesi konusunda YÖK'ten haber bekleyeceğiz. YÖK Başkanı Sayın Prof.Dr. Gökhan Çetinsaya'nın OBP ile ilgili detaylardan bilgisi var mıdır, tahmin etmek güç. Ancak 2013 ÖSYS kılavuzunda ilan edilen OBP = Diploma notu x Beş formülünün bilimsel dayanaklarının ne olduğunun kamuoyuyla paylaşılması, bilinçli şekilde konuyu takip eden akademisyen, eğitimci, veli ve öğrencileri aydınlatacaktır.
AKIL MI İÇGÜDÜ MÜ?
"Kabinde basınç düşüklüğü meydana gelmesi halinde baş üstü panelleri açılacak ve oksijen maskeleri düşecektir. Böyle bir durumda en yakın maskeyi kendinize doğru çekin, gösterildiği şekilde başınıza geçirin ve normal soluk almaya devam edin. Çocuklu yolcularımızın, çocuklarından önce kendi maskelerini takmaları gerekmektedir." Uçakla yolculuk edenlerin aşina oldukları bu cümleler, uçaklar havalanmadan önce yapılan duyurudan kısa bir bölümdür.
Hiç başınıza geldi mi bilmem ama ben Kasım 2008'de Londra'dan İstanbul'a uçarken bunu yaşadım. O anda yaşanan heyecan içinde etrafımdaki çocuklu ailelerin tepkilerini gözlemleyemedim, gözlemlemiş olmayı çok isterdim. Şimdi düşünüyorum, ben ne yapardım çocuklarım yanımda olsa diye. Aklın gösterdiği, "yapılması gerekeni" mi yapardım, yoksa içgüdülerime yenilip, yanlış olanı mı?
Temmuz 2013'te üniversite tercih dönemini yaşayacağız. Tercih dönemleri de bir anlamda yukarıdakine benzer olağanüstü dönemlerdir. Doğru bir tercih için akılcılıktan şaşmamak gerekir. Şimdiden söylemek istedim.
***
Bulunduğum görev gereği, YÖK'ün üniversitelerle paylaştığı duyurulara ulaşma fırsatım oluyor. Son günlerde üniversiteme ulaşan bir duyuru bu sene YGS-LYS'ye girenleri ilgilendiriyor. 2013 tercih kılavuzunda vakıf üniversitelerinin ücretli programlarının yanında "(Ücretli)" ifadesi açıkça yer alacak. Geçmiş yılların kılavuzlarında yükseköğretim programlarının sadece bursluluk durumu (örneğin %75 burslu) açıkça yazılıyor, ücretli programların yanında bir açıklama yer almıyordu. Canik Başarı Üniversitesi'nin önerisiyle YÖK tarafından kabul edilen bu yenilik tercih döneminde oluşabilecek kafa karışıklıklarına son verecek.