Salgın yüzünden zor zamanlardan geçiyoruz.
Aynı ev ortamında yaşamadığımız sevdiklerimize hasret kaldık.
Bir gün değil, iki gün değil, bu ayrılığın ne kadar süreceği belli değil.
Görünmeyen bir düşmanla ve el yordamıyla savaşıyor insanlık.
Hal çaresi bulununcaya kadar uzaktan bakışmaya devam…
Bu süreçte şunu anladık; hayatın durağan, günlük akışı bile büyük bir nimetmiş.
Günler, haftalar geçti.
Hastasını ziyaret edemeyenler, akşamları kahveye uğrayıp stres atamayanlar var.
Ağız tadıyla düğün dernek kuramayanlar, dede torun sarılamayanlar var.
Dede torun demişken, asıl gelmek istediğimiz mevzu…
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, aile büyüklerimize ilginç bir öneride bulundu.
Salgın sebebiyle evinden çıkamayan çocukları "masal" aracılığıyla sevindirmeyi öneriyor dernek yetkilileri.
Bunun için de şöyle bir sosyal sorumluluk önerileri (projeleri) var:
Çocuklar, uzak kaldıkları çalışan anne-babaları, dede, anneanne, babaanne, teyze, hala, amca gibi yakınlarıyla veya özledikleri öğretmenleriyle masallar ve hikayeler aracılığıyla buluşsun.
Peki nasıl olacak?
Derneğin Genel Sekreteri Doç. Dr. Didem Öztop, aile büyüklerini video ve ses kaydı yöntemiyle masal okumaya davet ediyor.
"Çocuklara akşamları yatmadan önce okunan bir masalın, hikayenin bu dönemde göremediği akrabası, sevdiği bir büyüğü tarafından okunmasını, bunun da çocuklarla video veya ses kaydı olarak paylaşılmasını rica ediyoruz" diyor Öztop.
Teknoloji eski köye yeni adetler getiriyor işte böyle…
Aile büyüklerimize ‘Bir yaşıma daha girdim’ dedirtecek türden bir teklif ama gayet makul ve mantıklı.
Salgın nedeniyle evde kalmak zorunda olan çocukların, psikolojik dayanıklılığını artırmanın, sosyal bağlarını güçlendirmenin çarelerini aramak zorundayız.
Haydi dedeler, nineler, halalar, teyzeler, amcalar, dayılar…
Uzaktan masal anlatmaya var mısınız?
NOT:
Proje kapsamında pek çok ünlü isim, sağlık çalışanlarının çocukları için masallar okumuş. Okunan masallar Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği sosyal medya hesaplarından da paylaşılıyor.