"İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur."
İstanbul'un fethi, peygamberimiz Hz. Muhammed tarafından bu hadis-i şerifle müjdelenmişti.
İstanbul'u fethederek, yeni bir çağın kapılarını aralayan Fatih Sultan Mehmed, Türk-İslam tarihinin en etkili liderlerinden biri olarak cihan tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
Peygamber müjdesine nail olan Fatih'in fetihten sonraki ilk icraatlardan biri de eğitimle ilgiliydi.
19 yaşında devletin başına geçen Sultan Mehmet bilime, eğitime öyle önem veriyordu ki camiye çevirdiği Ayasofya'nın bitişiğinde yer alan ve papaz odaları olarak bilinen yapının, medrese şeklinde yeniden düzenlenmesi buyruğunu verdi.
İstanbul'un fethinden 13 yıl sonra, 1466 faaliyete geçen Fatih Medresesi'nin ilk müderrisi Molla Hüsrev'di.
İslam dünyasının önde gelen astronom ve matematikçilerinden Ali Kuşçu'nun da müderrislik yaptığı Medrese, sonraki yüzyıllarda birkaç kez yeniden inşa edildi.
Çeşitli afetler ve onarımlar geçiren medrese, 19. yüzyılda Sultan Abdülaziz döneminde yıktırıldı ve yine aynı dönemde Ayasofya'nın batı cephesi hizasında inşa edildi.
Yapı, 1924'te Öksüzler Yurdu olarak işlev gördü.
1935'te Ayasofya müze haline getirilince bütün müştemilatıyla birlikte İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğüne devredildi; 1936'da harap olması ve kullanıma müsait olmaması sebebiyle yıkıldı.
2008 yılına gelindiğinde ise bölgede yürütülen kazı çalışmalarının ardından yeni adımlar atıldı.
Fatih'in emaneti bu kültür varlığının 1936'da yıkımından önceki mimari ve malzeme kullanımıyla birebir yeniden inşa edilme çalışmaları (bundan yaklaşık beş yıl önce) başlatıldı.
Ve nihayet, Fatih'in hatırası yeni baştan inşa edilmiş olarak dün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından törenle hizmete açıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapımı tamamlanan ve Ayasofya Yerleşkesi olarak özüne uygun şekilde kullanılmak üzere Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesine tahsis edilen Ayasofya Fatih Medresesi 38 odasıyla yeniden ilim dünyasına hizmet verecek.
Medresede, Ayasofya Araştırmaları Merkezi, Fatih Sultan Mehmet ve Dönemi Araştırma Merkezi, İslam Sanatları Uygulama ve Araştırma Merkezi, İslam Hukuku Araştırma Merkezi, Yazma Eserler Uygulama ve Araştırma Merkezi, Vakıf Araştırmaları Merkezi, Evliya Çelebi Çalışmaları Araştırma Merkezi, Görsel
İletişim ve Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi yer alacak.
Ayasofya Cami-i Kebir'in yeniden ibadete açılmasıyla birlikte, hemen yanı başında bulunan Medrese'nin ihyası da büyük bir vefa örneğidir. Bu ihya süreci, sağlam temelli mazinin atiye hizmet etmeye devam ettiğinin göstergesidir.
Dünya tarihine ve asırlara damga vurmuş büyük bir devletin temsil ettiği medeniyetin (kültürel varlıklarıyla) süreklilik arz etmesi millete öz güven sağlıyor.
Not: Fatih Sultan Mehmed devrinde İstanbul'u ilim yuvası haline getiren üç medrese; Ayasofya, Zeyrek ve Sahn-ı Seman Medreseleridir.