Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör meseleyi güzel özetlemiş...
''İnsan, kalbine doğduğu toprakların çocuğudur; kalbine doğduğu toprakların güneşiyle ısınır da içinin buzlarını çözer. Yersiz/yurtsuzluk insan için çürütücü bir durum olur.'
Bu cümleden hareketle gençliğimin gurbet yıllarını hatırladım.
Az değil yedi yıl...
Öz vatanımdan çok ama çok uzaklarda doğan güneş bile yabancı gelirdi bana, ağaçlar bir başka bakardı sanki...
Oysa güneş aynı güneş...
Her şeye alıştığı gibi, bu yabansılığa da alışıyor insan... Ama işte, yadırgamanın tortusu kalıyor...
Duran Boz'un dediği gibi, 'Hatıralar insan hayatının dip akıntılarıdır!'
Bir kitap var elimde; içine doğulan, havası solunan toprakların, renklerin, kokuların, insanda bıraktığı izlere, etkilere dair çok şey anlatan...
Kitabın sarı zemin kapağında yedi güzel adam sureti...
Her biri edebiyatımızın parlayan yıldızları...
Soldan sağa: Akif İnan, Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Sezai Karakoç, Erdem Bayazıt, Alaeddin Özdenren...
Şair, yazar, düşünce insanı, aksiyon adamı, hal ehli yedi güzel adam.
Bugün sadece ikisi aramızda: Rasim Özdenören ve Sezai Karakoç.
Biri öykümüzün, diğeri şiirimizin burçlarından...
Cahit Zarifoğlu'nun bir şiirinden hareketle 'yedi güzel adam' olarak anılan bu isimlerin ortak bir özelliği daha var: Kahramanmaraş'tan yollarının geçmiş veya Maraş'ın atmosferinden beslenmiş olmaları...
Türkiye'nin en önemli şair ve mütefekkirlerinden Sezai Karakoç'u 'Diriliş'e hazırlayan süreç Maraş'tan ateş alır.
Nuri Pakdil'in 'Hamle'si sonunda 'Edebiyat'a varır.
Mavera dergisi ile koronun sesi kıtalar ötesine ulaşır.
Rasim Özdenören'in kaleminden, 'Gül Yetiştiren Adam'ların ülkesinden dünyaya söz ilmekleri atılır.
İşte bu güzel adamların gözünden Maraş'ı anlatan bir kitap var elimde: Yedi Güzel Adam'ın Maraş'ı...
Editörlüğünü, günümüz Maraş'ının önde gelen edebiyat sakinlerinden, araştırmacı-yazar Duran Boz'un yaptığı kitap Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları'ndan çıktı.
İnceleme türündeki kitap, edebiyatımızın yedi güzel adamının etrafında Maraş'a odaklanıyor.
Atıf Bedir'in deyimiyle Maraş; güzel insanların, yalnızlıkların, hüzünlerin, birlikteliklerin, dostlukların ve ayrılıkların nahif şehri...
Şair Alaeddin Özdenören 'Şiir ülkesi' yazısında, bir zamanlar Maraş'ta geçen asude günleri şöyle anlatır:
Maraş'ın, bu eşsiz şiir ülkesinin poyraz uğultulu gecelerinde, arkadaşlarla bir aşağı, bir yukarı dolaşarak şiirler, şiirler, şiirler okuyorduk.
Maraş yedi güzel adamın kalbine ne ekti, yedi güzel adam Maraş'a ne verdi?
Necip Fazıl Kısakürek'in 'Maraş Hitabesi'nin de yer aldığı kitapta şair Arif Ay, Erdoğan Aydoğan, Duran Boz, Atıf Bedir, Bekir Karlığa, Hüseyin Yorulmaz, Ömer Erinç, Ali Haydar Haksal gibi kalem ve kelam ustalarının her biri 'yedi güzel adam'ı farklı yönleriyle ele alıyorlar.
Aynı zamanda, bizzat yedi güzel adamın kaleminden çıkma, Maraş üzerine, ya da içinden Maraş geçen yazıları da yine kitabın sayfaları arasında.
Kitabın bir başka güzel yanı da yedi güzel adamın birbirlerinin edebiyat ve düşünce evrenine dair düşüncelerini kaleme aldıkları metinleri de içeriyor olması.