Modanın tüm yaşamımızı etkisi altına aldığını düşünürsek, dekorasyon da bunun en önemli tamamlayıcısı. Dekopratique'nin dekorasyon workshop'unda 'büyük paralar harcamadan güzel bir ev nasıl döşenir' onu öğrendim.
Bu hafta bambaşka bir derse, daha doğrusu bir workshop'a katılmak için cumartesi sabahı 8.30'da kendimi arabada buluyorum ki bu pek mümkün olan bir şey değildir. Çünkü cumartesi oğlum Tibet'e adadığım gündür. Ancak geçen haftalarda dekopratique'den aldığım bir mail beni bu workshop'a katılmam konusunda çok heyecanlandırdı. Tekstil tasarımıyla ilgili derslere workshoplara katılıyorum ancak modanın önemli bir tamamlayıcısı olan dekorasyona da aynı şekilde ilgiliyim. Zira 5. sayfadaki haberimde Tuvana Büyükçınar'ın yeni koleksiyonunda döşemelik kumaşlar kullandığını yazıyorum.
Beni heyecanlandıran Dekopratique workshop'u duvarları yıkıp bir evi baştan sona dekore etmek değil de, elinizdeki malzemelerle ya da küçük değişiklerle bilinçli bir şekilde dekore etmek felsefesine dayanıyor. Para harcamadan evinde harikalar yaratmayı kim istemez, diyerek workshop mekanına ilk gelen ben oluyorum. Dersi verecek Belin Alev karşılıyor beni. Merhabalaştıktan sonra gazetecilik refleksi midir bilmiyorum, niye ve nasıl bu işe başladığı öğrenmek istiyorum.
YATAK ODASINDA KIRMIZI UYUTMAZ
Belin Alev, dekorasyonla kişisel olarak ilgilenirken eşe dosta da fikir veriyormuş. Bir gün niye bu işin eğitimi almıyorum, diyerek Türkiye'de kurs araştırmış. Ancak dekorasyonla ilgili bir kurs bulamayınca, Londra'da bir workshop'a katılmış. Dönünce de çeşitli kitaplardan ve mimarlardan yararlanarak, bir proje hazırlamış ve şimdi her ay bir workshop düzenliyor.
Bu kursta öğrendiğim ilk şey, mekanı inceleyip ona göre karar vermek. Yani ev kira mı, kim yaşıyor ve ihtiyaçları neler, odanın ebadı nedir, oda nasıl ışık alıyor, zamanlama ve bütçe.
Dekorasyonun en önemli öğesi renklere gelince, mekanı şekillendiriyor, değiştiriyor ve insanın modunu da etkiliyor. Nasıl mı?
Kırmızı tansiyonu yükseltiyor, açlığı çağrıştırıyor. O nedenle yatak odalarında önerilmiyor. Mavi, özgürlük, kaçış ve dinginliğin rengi; yatak odası, okullar ve hastaneler için öneriliyor. Sarı, güneşin rengi; mutfak, banyo ve genç odalarında kullanılabilir. Moral veren turuncu, genç odalarında enerji katmak için kullanılabilir.
Renklerle boyut katmaya gelince...
Mekanda ne kadar açık ve soğuk renk kullanırsanız mekanı o kadar büyük gösterebilirsiniz. Ancak Alev, duvarda beyaz kullanmayı önermiyor. Küçük bir odayı duvarlarında soğuk renkler, zemin koyu ve tavanda açık renkle daha büyük gösterebileceğimizi söylüyor. Uzun dikdörtgen bir oda da ise duvarları yakınlaştırmak için kısa duvarı koyu renk boyamayı öneriyor.
Eğer odanızı en sevdiğiniz renkle dekore etmeyi planlıyorsanız, o rengi odanın sadece yüzde 60'ında kulanın. Kalan yüzde 40'ın 30'luk ve 10'luk diliminde ise başka destekleyici renkleri tercih edin.
Dekorasyonda desen kullanmak zordur. Desenleri kullanırken dikkat edilecek en önemli unsur renk uyumu ki en az bir renk ortak olmalı.
AYDINLATMA BU KADAR ÖNEMLİ Mİ?
Aydınlatmanın bu kadar önemli olduğunum da burada farkına vardım ki, uzmanlar 'yüzde 80 aydınlatma, yüzde 20 dekorasyon' diyor. Doğru aydınlatma mekanı, dolu, temiz ve sıcak gösteriyor. Ülkemizde daha çok genel aydınlatma kullanılsa da yemek masası aydınlatması, tablo aydınlatması gibi işlevsel aydınlatmalar mekanın genel görüntüsü itibarıyla da çok önemli. Odayı olduğundan daha uzun göstermek istiyorsanız yerden tavana doğru bir aydınlatma kullanabilirsiniz. Daha büyük göstermek içinse köşelere aydınlatmalar koyabilirsiniz. Eğer daha samimi bir hava yaratmak istiyorsanız ilk başvuracağınız masa lambaları olmalı.
ORTA SEHPA MATEMATİĞİ
Gelelim orta sehpa olayına, küçük odalarda ben pek sıcak bakmazdım, Tibet'ten sonra hiç sıcak bakmıyorum çünkü sürekli tepesinde. Ancak burada da bir matematik söz konusu. Orta sehpanın büyüklüğü en büyük koltuğun yüzde 60'ı kadar olmalıymış. Asıl amacı sohbet alanı yaratmak olan bu sehpa, odada harekete izin vermeli.
Mekanı yüksek göstermek için bir önemli nokta daha; uzun perdeler... Daha kısa göstermek istiyorsanız kısa, daha modern göstermek istiyorsanız stor perdelerden faydalanabilirsiniz.
Aksesuar yerleştirmenin püf noktaları
Gelelim aksesuar yerleştirmeye ki, bu aslında pek çok kişinin doğru yapamadığı bir şey sanırım... Oysa unutmayalım ki aksesuarlar bizim karakterimizi yansıtır. Sıradan bir odayı aksesuarlarla sıra dışı bir hale getirebilirsiniz ancak bazı noktalara dikkat:
- Siyah-beyaz ve renkli fotoları yan yana koymayın.
- Çerçeveler uyumlu olmalı. Ahşap ve metal yan yana olmaz.
- Benzer şeklili olanları ya da benzer çerçeveleri gruplayabilirsiniz.
- Koleksiyon olması için en az üç tane olmalı.
- Koleksiyonları bir arada en büyük ve en gösterişli olan ortada duracak şekilde gruplayabilirsiniz.
- Aksesuarlarla bir sıcaklık yaratmak için eşlerden faydalanın. Dengeli ve uyumlu gösterir. Doğa eşleri sever.
- Ve yastıklar. Koltukla aynı renk olmamalı. İkili koltuğa 3, üçlü koltuğa 5 yastık ideal. Yastıkları yan yana dizmek yerine çapraz dizmek daha hoş gösterir.
- Kitaplıkta kitapların önüne aksesuar koymayın, dağınık ve karışık bir görüntü verir.
MOBİLYA SEÇERKEN
Sadece tasarımı ya da rengi için ölçüp biçmeden mobilya almak büyük hata. Seçim yaparken odadaki aktivitelere karar vermeli ve bunu destekleyen mobilya ve aksesuarlar seçilmeli. Kitap mı okursunuz, TV mi izlersiniz, geniş bir aile misiniz, çocuğunuz var mı gibi...
Masa alırken dikkat edilecek önemli bir nokta öğreniyorum ki bu hiç aklıma gelmemişti, oysa bazı masalarda bu beni çok rahatsız etmiştir; bacak bacak üstüne atamamak. Masa boyu burada önemli. Masa odanın şekliyle paralel olmalı ve küçük odalarda yuvarlak ya da elips şeklinde masa tercih edilmeli.