İlk dakikalarda Hido ve Ömer Aşık ile rakip boyalı alanı iyi kullanmak, skor hakimiyetini kolay ele geçirmemize neden olurken, İlyasova’nın ikilik şutlarda 5’te sıfır çekmesi, hücum başarımızı köreltti. Polonya’nın bu boş şutlar sonrasında, bize hücum ribaundu imkanı tanımaması ve savunma ribaundları sonrası hücumlardan da skor üretmesi hakimiyeti kaptırmamıza neden oldu. 6. dakikada Sinan’ın top çalarak, turnikeden Devler’i öne geçirmesi, ‘Hayat öpücüğü!’ gibi geldi. Savunma direncimiz arttı, tüm oyuncular skor üretimini paylaşınca, 15. dakika 11 farkı doğurdu! Tabii, savunmada istikrarı bir türlü yakalayamayınca, Lampe, Ignerski, Kelati ve Gortat’ın hücumlarında, basketleri önleyememek, 33-33 ile yakalanmamıza neden oldu.
Devler 3. periyotta savunmada başarılı olarak, rakibi iyice kısırlaştırınca fark 19’lara kadar çıktı. Bu anlarda İlyasova’nın ikilik-üçlük vuruşlarıyla rakibi grogi etmesi, galibiyet kilidini tamamen açtı. Bu hücum başarısı, ilk yarıda 52.4 olan ikilik yüzdemizi, 19/34 ile 55.9’a yükseltmeyi, farkı da artırmayı sağladı. Bu anlarda, savunması, skora katkısı ve asistleriyle Doğuş, oyunun ‘Güzel adamı’ oldu. Maçı, 26/45 ile 57.8’lik ikilik, 6/13 ile 46.2’lik üçlük, yüzde ile tamamlamak fena yüzde değil. Yalnız, 11/19 ile 57.9’luk serbest atış yüzdesi, bizim takıma yakışmıyor. Slovenya da, ne mi olur? Bu görüntü, madalya getirmez. Çok daha fazla asılmak gerek!