Oyunun mutlak hakimiydiler, kırmızı formalı rakiplerine top göstermediler bu dönemde. Sonra? 30'da başlayan Beşiktaş kıpırtısı 40'ta golü getirmeye yetti de arttı bile. Golle birlikte özgüvenini de kazanan Beşiktaş maçın sonuna dek dengede tutmayı başardı oyunu. Son dakikada gelen kontra golü ise daha çok isteyen, kendi oyununu ikinci yarıda dahi olsa hatırlayan Beşiktaş için pastanın üzerindeki çilek oldu.
Fenerbahçe ve Kocaman için yazılacak kelimeleri tükettik sanırım. Paralel evrende Kocaman'a "Beşiktaş kadrosundan kimi istersen senin takımında oynayacak" deseler Fernandes ve belki Oğuzhan der sadece. Aybaba'ya aynı soru sorulsa sadece Fernandes ve Oğuzhan'ı yanına alıp Fenerbahçe kadrosuna yerleştirir.
Uzun yıllardır Beşiktaş'ın gördüğü en vasat kadroyu zirve ortağı yapan, yıldızlarla bezeli Galatasaray'ın yalnızca 5 puan ardına konuşlanan Aybaba, alkışı en çok hak eden adamdır bugünün Türk futbolunda. Kocaman ise "olmayacağını" yine ispat etmiştir, o kadar...
İSPATLAYIN KARDEŞİM!
Son söz ise Galatasaray aleyhine çıkan hakem kararları sonrası ortalığı yangın yerine çeviren tüm eşraf için. Hani Fener'i zirve ortağı etmek için organize hakem kararları çıkıyordu? Ofsaytla uzaktan yakından alakası olmayan golü hakem iptal ettiğinde ne geçiyordu acaba kafanızdan?
Ağızlarınızdan ve kalemlerinizden rezillik saçmadan, komplo teorileri kurmadan önce bir daha düşünün diyeceğim de, düşünecek yerleriniz ona buna yaranma hırsıyla meşgul olduğundan ümidim de yok.
Kafayı 45 derece açıyla hafif külhanbeyivari büküp atıp tuttuğunuzda reyting geliyor nasılsa. Hakemler hata yapar, yapıyorlar ve yapmaya devam edecekler.
Bir daha hakemler şu veya bu takım lehine, aleyhine karar veriyor derseniz de ima etmeyin, ispatlayın. Bıktık artık sizin kahvehane usulü atıp tutmalarınızdan.