Fernandes sadece 2012 model Beşiktaş'ın değil, Beşiktaş'ın gelmiş geçmiş en usta kramponlarından birisi. Fernandes'in Beşiktaş için değeri futbolun eşiği Brezilya için Socrates'in yeri asla doldurulmayacak değeri misali.
1982 ve 1986 Dünya Kupaları'nın hatice şampiyonu Brezilya için ölümsüz futbol sanatçısı Socrates ne ise, 2012 model Beşiktaş için de Fernandes o! Fernandes yokken maalesef Beşiktaş dün geceki gibi büyük maçları kazanabilecek ofansif teknik ve hayal gücünden yoksun. Bana inanmayan istatistiklere inansın: Beşiktaş dün geceki maçla beraber Fernandes'in oynamadığı 8 lig maçının sadece 2'sini kazanabildi. Kadroda Fernandes'e alternatif bulundurmak yerine 6. tercih bir defansif orta saha olan Alves'e o trajikomik parayı vermek, dünkü maçtan önce görevi bırakan yönetimin son şakası misali!
Yıllarca istifası istenen ama oralı olmayan yönetimin iki ezeli rakipten F.Bahçe ile basketbol, G.Saray ile futbol derbisi maçlarının olduğu gün resmen istifa etmesi üzerine bir de kongre düzenlemesi zamansızlığını siyahla nefes alıp beyazla nefes veren diğer insanlar değerlendirsin! Çünkü ben söyleyecek tek söz bulamıyorum...
Gecenin galibi G.Saray'a gelirsek, gösterişsiz olduğu ölçüde efektif yıldız, ideal takım oyuncusu Elmander, Beşiktaş'ta, Almeida ise G.Saray'da olsa çok şey değişirdi. İlk yarıda Beşiktaş tam tamına 43 hatalı pas yaparken, Elmander'in harika tek top oyunu sayesinde ilk yarıda G.Saray 85 daha fazla isabetli pas yaptı. Bu istatistiklerin Beşiktaşça meali Fernandes'sizlikten başka bir şey değildi.
FERNANDES'SİZLİK
Fernandes demişken 'G.Saray'ın Fernandes'i' Selçuk'un sanat eseri pası başlı başına bir yazı konusu. O saçmasapan ofsayt taktiği pozisyonunda da gördüğümüz gibi Beşiktaş birkaç oyuncusu dışında ruhsal ve mental kondisyon açısında çok yorgundu. Sadece Sivok ve Ernst sanki Beşiktaş altyapısında yetişmişçesine %101 mücadele ettiler, geriye kalanların çoğu ise daha çok Beşiktaş ruhuna yabancıydı!
O geriye kalanlardan sadece Quaresma devre arasında kramponlarıyla beraber kafayı da değiştirdi, beraberlik golünde sadece yeteneği ile yetinmeyip harika tekniğiyle kolektif hırsı da birleştirince siyah-beyaz bir direniş kıvılcımını ateşledi. Ancak iki teknik direktör arasındaki kalite farkı maçın sonucunu ve 14 puanlık farkı belirledi.