Beşiktaş taraftarlarının çoğu, takımın Türkiye Kupası’nda ne yapacağından çok 3 yeni transfer Alex, Tolgay ve Opare’nin nasıl oynayacaklarını merak ediyordu. Alex, Opare ve Tolgay, üçü için de en büyük “yenilik” daha önce % 90 ihtimalle 2005 Şampiyonlar Ligi finalinden bildikleri Atatürk Olimpiyat Stadı’ydı. Beşiktaş’ın as kalecisi Tolga’nın çok iyi özetlediği gibi tek güzel tarafı adındaki Atatürk ismi olan stadın zemini, stadın yeri, ulaşım şartları ve atmosferi kadar kötü seviyeye gerilemiş.
Misal, birkaç dakikalığına kendimi Tolgay’ın yerine koyuyorum: 19 yıl Almanya’da futbol oynadıktan sonra Türkiye’ye geldi ve ilk maçı. Olimpiyat Stadı hiç de 2005 Devler Ligi özetlerinde gözüktüğü gibi değil. Hatta Almanya 3. Ligi’nde sonuncu sırada bulunan Regensburg’un stadı Jahstadion’un zemini bile dünkü Zulümpiyat zeminin yanında Wembley gibi kalıyor. Stadın adı Olimpiyat ama Jahstadion gerçekten de Olimpiyatlar’da futbol maçlarına başarıyla ev sahipliği yapmış! Başka ekleyecek bir şeyim yok hâkim bey!
Yine de bu zeminde bile Tolgay, Alman yapımı, oyun-pozisyon zekâsı ürünü teknik kapasitesinden güzel numuneler sergiledi: İki ayağıyla da topla rahat, sürekli topa gidiyor ve hep pozisyonundan emin. 6. dakikada Uğur’a verdiği 50 metrelik “cukka pas”ta pas metrajının yüksekliğini, 9’da Furkan’a verdiği diyagonal tek pas ve 90 artıda Ba’ya verdiği anahtar pasta da oyun vizyonunun kaliteli genişliğini gösterdi.
“İyi de kardeş, rakip Sarıyer, eski gücünü mumla arıyor” derseniz, o zaman açın Hamburg’un Dortmund’u 3-2 yendiği maçtaki Tolgay’ı izleyin! En azından zemin, gözünüzün pasını siler! Tıpkı dün gece kendi geliştirip attığı golde olduğu gibi…
Opare ise 6 ay gibi uzun bir süre zorluk derecesi yüksek maçlarda oynamadığı için maç eksiğinden mustarip. Kumaşı-potansiyeli fena değil, atletik ve hızlı ancak şu anda maç eksiği nedeniyle topsuz oyunda yeteri kadar aktif değil.
Alex, hava toplarında Pedro’dan daha iyi ancak pozisyon alma dalında Pedro’nun gerisinde. Zamanla oynadıkça gelişebilecek, yaşı nezdinde iyi bir kumaşı var. Atınç için de aynısı geçerli. İkisinden birini yanında daha tecrübeli, lider bir stoperle eşleştirmek, Beşiktaş’ın stoper tandeminde orta vadede istikrarı sağlayabilir.
Furkan’a da parantez açmak lazım. Çıkmadan önce attığı gol dışında o kadar heyecanlıydı ki gerçek potansiyelinin yarısını bile sergileyemedi. Bir sezon kiralık olarak doğru takıma giderse asıl ve işlemeye değer potansiyelini geliştirebilir.