Kitap, birçok kadının duygularına tercüman olacak nitelikte. Kadınlar artık çalışıyor, üretiyor, taşın altına elini sokarak dünyanın yükünü erkeklerle birlikte taşıyor. Ancak kadının toplumdaki yeri değişse de kadınlardan beklenenler katlanarak artmaya devam ediyor. Peki, bir kadın hem şefkatli bir anne, hem kariyer sahibi bir işkadını hem de bir sevgili olabilir mi? Kitabın kahramanı Ela, “Ben hepsi olmaya çalışan bir hiçbiriyim aslında” diyerek cevap veriyor bu soruya.
“Bu devirde bir anneye yapılan en büyük iltifat, ‘Seni gören anne olduğuna asla inanmaz!’ 21. yüzyıl kadınının anne gibi anne olması yasaklanmış da haberimiz yok!”
Tüm bu rolleri üstlenmeye çalışan Ela’nın trajikomik hikâyesinin anlatıldığı kitap, yer yer kahkahalarla gülmenize neden olurken yer yer de toplumun kadının üzerinde kurduğu baskıya dikkat çekiyor. Kitabın kahramanı Ela, kendini acımasızca eleştiren, birçok kadının kendine itiraf edemediği şeyleri yüksek sesle dile giteren bir karakter. Herkes gibi onun da kusurları var ancak o da herkes gibi mükemmel olmak istiyor. “Hepsi” olacağım diye debelenip dururken de kendini sürekli trajikomik durumların içine düşürüyor. Çoğu kadının kendine dert ettiği problemlere ışık tutan kitap, günümüz şehirli kadınlarına aslında yalnız olmadıklarını, herkesin benzer problemlerle boğuştuğunu hatırlatıyor.