Son zamanların en güzel derbisiydi. Seksen üçüncü dakikaya kadar tabelayı kazanan Beşiktaşken oyunu kazanan da Fenerbahçe’ydi. Bazı maçlar vardır, taktik konuşulmaz. Bu derbi tam da bunun karşılığı oldu. Fenerbahçe bir saate yakın bir kişi eksik oynarken sahaya yüreğini koyarak oynadı. Öyle ki kulübedeki hocalarını oyundan çıkartacak kadar kötü oynayan oyuncu bulmakta zorladılar. Alper yorulduğu anda sahaya Selçuk Şahin’in yerine Salih Uçan’ın girmemesi eleştiri noktası olabilir, ancak 3-2 yenilgiden beraberliği yakaladıkları anda oyunu tutma isteği ile yapılan bu hamle de anlaşılabilir.
Beşiktaş üçüncü golü atana kadar Kadıköy’e kazanma azmi ile gelmiş Sivas’tan sonra ikinci takımdı. Tabelayı lehlerine çevirdikten sonra, top sahip olmayı bırakmaları tek kusurlarıydı. Biliç tarafından bakıldığında sorulması gereken soru da hem skoru yakalamış hem de rakip bir kişi eksik kalmışken Ramon’u oyuna alıp Atiba’yı orta sahaya çekmeyi deneyemez miydi?
Tolga Beşiktaş’ın kazandığı bir puana kurtarışlarıyla imzasını attı. Fenerbahçe’de ise Caner ve Alper arkadaşlarını ateşleyen, skoru çevirebileceklerine ikna eden oyun ortaya koydular.
Bir puan Fenerbahçe açısından kötü durmamakla birlikte, ortaya konan dirayetli oyun, bir puandan fazlasını kazandırdı demek daha doğru olur.
Derbiler öncesinde yüksek heyecanla beklenen oyunun senaryosunda bu heyecanın yanına yaklaşmayan maçlar olmuştu son yıllarda. Son dakikasına kadar galibiyeti kovalayan, futbolseverlere büyük heyecan yaşatan sahada ter döken tüm futbolcular ayakta alkışlanmalı.