Hamza Hamzaoğlu'nun sürpriz olmayan on birinde sürpriz bir yerleşim vardı. İleride tek forvet oynaması beklenen Umut Bulut orta sahanın sağındaydı. Sol kanadın ofansif tarafında olması beklenen Sneijder orta sahanın merkezinde ofansif görevdeydi. Emre Çolak sol kanatta başladı.
4-4-2 beklenen yerleşimini, böyleyece 4-5-1 çevirmişti. Bu durum onlara deplasmanda pozisyon vermemelerini sağladı. Buna karşın Beşiktaş ceza sahasında topla buluşmakta zorlandılar. Atiba'nın yokluğunda merkeze çekilen Sneijder'in daha etkili oynaması beklenirdi. O, bu beklentiyi karşılamaktan uzaktı.
İlk yarım saat sonrasında Hamzaoğlu, Umut Bulut'u Burak Yılmaz'ın yanına çekip Emre'yi sağa Sneijder'i sola çekerek hamle yaptı. Bundan sonra devrenin son on beş dakikasında pozisyon verdi, ama buldu da...
Burak Yılmaz sağ kanattan gelen ortada adımını ayarlayabilse veya o pozisyonun devamında Sneijder'in vuruşu bloklanmasa golü erken bulabilirlerdi. Umut'un merkeze gelişiyle Sabri'nin kanadını daha etkili kullanan Beşiktaş, Selçuk İnan'ın orta sahada sağ çizgiye yakın kaptırdığı topun devamında Galatasaray kalesinde Sosa ile yarım tehlike yaratabildi.
İlk kırk beş dakika için ne söylenirse söylensin son cümle: ''Beklenenin uzağında bir futbol oynandı'' olur! Kaleye çekilen şutlar ve isabetleri de bunun ispatıydı. Beşiktaş bir, Galatasaray iki denemesinde çerçeveyi tutturamadı. Sıfır!
30'uncu dakikadan sonra oyunun kilidini açan hamleyi yapan taraf olan Galatasaray, 50'inci dakikada Melo ile kaleyi bulan ilk isabetli şutunda öne geçti.
Golden hemen sonra Hamzaoğlu kadrosundaki oyuncuları başlangıç pozisyonlarına çekti. Savunmasını kuvvetlendirip hücumda kontra atakları kovalamaya başladı. Hamit Altıntop'u Umut Bulut'un yerine alarak vidaları iyice sıkmayı tercih etti.
Oyun, Veli'nin kırmızı kartla oyundan atılışına kadar Galatasaray ceza sahasının önündeki kırk metrede oynandı. On iki dakika süren sanal bir baskıydı bu ve Beşiktaş'ın derbide başaramadığı da tam da buydu 'Baskı kurmak'.
İlginç olan Beşiktaş'ın bir kişi eksik kaldıktan sonra etkisini arttırmasıydı. Oğuzhan, Kerim, Gökhan ve Sosa ile daha akıcı bir oyun ortaya koydular. Fakat bitirici değillerdi. Gökhan'ın direkte patlayan şutunda şansın yanında olmadığı da söylenebilir. Derbi hakkında pek çok şey yazılabilir, ama söylenecek son söz 'Selçuk ve Gökhan en güzel direkten dönen şutları çektiler'' olur. Elbette böyle yazmayacak. Derbileri kazanamayan Beşiktaş ve derbileri firesiz geçen Galatasaray aynı puanı topladılar yazacak. Bir de Beşiktaş'ın bu kadrosunun derbi stresini kaldıramadığını.