Maçın büyük bölümü Kayseri Erciyes yarı alanında oynandı. Prandelli, bu set oyununda Sneijder’i rakip stoper ve defansif ortasaha oyuncularının kalabalığından kaçırdı. Orta sahada Melo’nun yanına monte etti. Daha doğrusu üçlü savunmada libero oynayan Melo’yu bir öne çıkarıp orta saha merkezinde Sneijder’le ikili yaptı. Sneijder’in oyun görüşünü geriden kurulan oyunda kullanmayı istedi. Bu karar, Sneijder’i rakip ceza sahasından uzaklaştırdı, kilit pas sayısını azalttı, merkezde kaptırılan toplarda Sneijder’in yeteri defansif sertliği olmadığı için çok kontra yediler. Bu olumsuzluklara karşın kazanç, hücuma kalkarken hatalı pas sayısının azalması olabilir.
Galatasaray’ı öne geçiren gole bu değişikliğin hiçbir katkısı yoktu. Kayseri Erciyes’in sezon başından bu yana en fazla duran toptan gol yiyen takım olması daha belirleyiciydi.
Oysa evsahibi ekibin oyun disiplininin kırılmaya başladığı 25’inci dakikadan itibaren, Galatasaray’ın Yasin (24. dk) ve Burak (48. dk) ile bulduğu en net pozisyonlar stoperler arasına atılan toplara yaptıkları koşularlaydı. Selçuk ile Sneijder’in oyun içi pozisyonlarını değiştirmek golün dakikasını da erkene çekebilirdi.
Golden sonra Hamit’in oyuna alınıp Sneijder’in Selçuk-Melo-Hamit orta saha üçlüsünün önüne çekilmesi ise yerinde bir karardı. Tıpkı ikinci gol sonrası yorgunluk belirtisi gösteren Burak’ın yerine (ki ne kadar oyun onun istediği şekle bürünse de) Umut’u alması gibi…
Bu maçın en olumlu yanı deplasmanda kazanılan bir galibiyet olmasından öte, Prandelli’nin takımın alışık olduğu 4’lü savunmaya dönmesi, Sneijder dışında oyuncuların ideal yerlerinde oynaması ve takımı ile lego gibi oynayarak oyuncularından maksimum verimi alarak kullanmasıdır.
Elbette Erciyes forvetinde ilk yarıda Necati yakaladıkları pozisyonları gol yapsa işlerPrandelli’nin başlangıç tercihinden (Sneijder’i önliberolaştırmak) dolayı kötü de gidebilirdi. Fakat Balıkesir’de rakip atak yapmadan yedikleri iki golle yenilmelerine neden olan kader, o kadarına da olmaz dedi Bayramgünü!..