Sinir harbini Fenerbahçe kazandı. Teknik direktörlerin maçında kazanan Pereira oldu. Dört maçtır kazanamayan Fenerbahçe, oyun olarak kötü değildi. Kamuoyunda Fenerbahçe'nin kötü oynadığı yazılsa da Fenerbahçe rakiplerinin oyununun gerisinde değildi.
Dizilişler önemli değildir. Önemli olan futbolcu tavrıdır. Bu Pereira'nın sözüydü. Dörtlü defans başlayan Fenerbahçe, üçlü defans oynarken derbi galibiyetini elde etti. Doksan dakika boyunca zorlu Galatasaray derbisinde ayakta kaldılar. Son yirmi dakika yorgunluklarından dolayı baskı yeseler de, bir kişi eksik kalsalar da geri adım atmadılar. Belinden sakatlığı olan Berke Özer'den ileri uçtaki Berisha'ya kadar bir takım olduklarını hissettirdiler.
İki takım da izleyenlere keyif veren bir maç oynadı. Kaybetme lüksleri olmamasından dolayı maç sinir harbine dönse de sonuna kadar kazanmak için her şeylerini ortaya koydular.
Galatasaray kontratak oynamaktan vazgeçip, topa hükmettiği anlarda ev sahibi olduğunu hissettirdi. Pozisyonlar da buldular. Karşılarına Berke Özer çıktı. Çok kritik kurtarışlarıyla takımının galibiyetinde önemli pay sahibi oldu.
Fenerbahçe maçı kazanırken, aynı zamanda gelecek haftalara dair planını da buldu. Bu üç puandan daha kıymetli. Topu iyi kullanan orta saha oyuncularını bir arada kullanarak maçın büyük bölümünde oyuna hükmettiler. Bu oyuncuların formunu kazandırdıkları takdirde ligde seri galibiyetler elde etmemeleri için hiçbir sebep yok.
Son söz de Crespo vasıtasıyla Türk futbolseverlere. Crespo'nun futbolcu olmadığı iddia edildi. Pek çok kulüpte erken kanıya varma hastalığı bulunuyor. Bu takıntılı durum da teknik adamların sahada oyuncularına hükmetmesine engel oluyor. Crespo derbide galibiyet golünü atarak, erken konuşan futbolseverlere cevap verdi. Türk futbolunu ilerletecek olan önyargılar değil, plan ve sakinliktir. Derbinin öğrettiği de bu oldu