Beşiktaş kağıt üzerinde Cenk’in arkasında üçlü (Gökhan, Olcay, Quaresma) hücumcu orta saha ile başladı. Bu sahada pratiğe 4-4-2 olarak yansıdı. Hatta Trabzonspor’un birbirine yakın, yardımlaşmalı, temposuz, alanını koruyan futbolunu ısarla sürdürmesi sonucunda 4-2-4’e büründü.
İki devrenin başında topa hakim ve atak yapma isteği yüksek başladı Beşiktaş. Fakat hücumda fazla kısa pas oynadılar.
Oyunu genişletmediler ve derinlik yaratmadılar. Haül böyle olunca Trabzonspor’un sorunlu defans bölgesini tehdiktar hücumcu oyuncuları ile birebir bırakamadılar.
Tiki takayı o kadar abarttılar ki, yapılan topuk paslarıyla tribünlerini mutlu etseler de Trabzon’un disiplinli ve asla topa sahip olmak istemeyen oyununda eridiklerinin farkına varamadılar.
Şenol Güneş ilk yarım saatte Quaresma-Olcay-Gökhan üçlüsünün yerini sürekli değiştirerek oynattı. Bunun somut bir getirisi olmadığı halde tüm permütasyonları denedi. Sorun oyuncuların oynadıkları bölgeden çok oyuna genişlik kazandıramamaktaydı.
Şota Arvaladze haftaiçi LigTV röportajında “Biz oyunumuzu rakibe Kabul ettireceğiz” demişti. Bu baskın bir oyun tarifi olarak algılandı. Kendi takımlarının oyuncu özelliklerine ve rakibin hücum organizasyonuna bakarak en doğru oyunu oynadılar. Kale sahalarından yirmi metre ileride, birbirine 25-30 mesafe metrede yakın oynayan ve açıklarını kapatan anlayışta sahaya dizildiler. Kolay çözülebilirlerdi. Ancak Beşiktaşlı futbolcular onların bu anlayışını kolay Kabul ettiler. Maçın otuzbeşinci dakikası geldiğinde bunu Kabul etmiş bir Beşiktaş vardı sahada ve ikinci yarının ilk beş dakikası hariç hiçbir zaman bu oyunu bozacak anlayışı sergileyemediler.
Trabzonlu oyuncular skoru aldıktan sonra dikine driplingle daha fazla top taşımaya başladığında Mersin’de görülen geriye dönüşlerde iki-üç oyuncunun takım arkadaşlarını yalnız bırakmasını daha fazla gördük.
Dönmeyenlerden biri Quaresma kırmızı kart görünce üstüne bir de eksik kaldılar ve zor çıkan bir takıma dönüştüler. Bu sezon rakiplerine çok kart göstertecek bir kadroya sahipken Quaresma bu kadar kolay kart görmemeliydi.
Mersin’deki kazancı ne kadar abarttılarsa bu kaybı da çok abartmadan devam etmeliler. Ancak hücumda tek tek iyi birer enstrmanı andıran oyuncularına sahipken orta sahaya onları yönetecek gerçek bir orkestra şefini bulmalılar. Yoksa Trabzon’un oyun anlayışıyla daha çok karşılaşacaklar.