Dün buna benzer bir oyunu ilk yarıda Beşiktaş oynadı. Navratil ve Rajnoch ikilisinin arasındaki Niang'a uzun top attılar.
Ancak Niang hem onlardan kısa, hem de bir önceki Türkiye yıllarındaki kadar güçlü değildi. İlk yarıyı tek bir pozisyon ürtemeden kapadı Beşiktaş.
Elbette tesadüf eseri Hilbert'in önüne düşen topu saymazsak! Gole kadar da üretken değil, savunandı.
Veli ve İbrahim Toraman birlikte oynayınca orta sahanın defansif direnci artıyor. Ofansif gücü köreliyor. Çözmesi zor bir sorun bu!
İlk 60 dakika kameralara oynayan Aatıf, sadece uzaktan şut kollayan Erman Kılıç, sahada varlığı ile yokluğu bir olan Grosicki; Beşiktaş'ın defansıyla tek başına boğuşan Eneramo'ya destek verememişken bile hücumda etkili olmaması da bundan dolayıydı.
RİSKSİZ OYUN
Sivas'ın bu suskun üçlüsü sazı eline almışken Uğur Kavuk kırmızı kart gördü.
On kişi kaldıktan sonra pozisyonlar da buldular. Eksik oynadıklarını hissettirmediler.
Samet Aybaba orta sahasından bir oyuncu çıkarıp forvete eklemek yerine Veli - Mehmet Akgün değişikliği ile risksiz oyunu tercih etti. Gole kadar atacağı izlenimi de vermedi. Aslında Hilbert'in golü istatistiklere yansıyan bir başka garip duruma isyan gibiydi. Hücum bölgesinde en fazla pas atan futbolcu da en fazla pas alan oyuncu da aynı kişiydi: Fernandes!
Hilbert ve Olcay paslaşması hem bu durumu, hem de tabelayı değiştirdi. Bu gol gösteriyor ki, hücum bölgesinde Fernandes'ten başkaları da sorumluluk almalı. Oynanan kısır oyunda galibiyet Beşiktaş'ın hakkı değildi. Ancak formu sorgulanırken iyi kurtarışlar yapan McGregor, sezonun en kritik virajında alınan galibiyete imzasını attı. Bu da gerçek!