Sivasspor ligin görülmüş en güçlü maç başlangıcını yaptı. Galatasaray’ın derbideki başlangıcından bile güçlü. Top göstermediler. Onyekuru’ya maçın 22’inci saniyesinde bir uzun top denedikten sonra, Galatasaray’ın tüm hücum girişimlerini cılız gösterdiler. Yaptıkları her atakta gol atacaklarını hissettirdiler. Öyle de oldu. Doksan dakika boyunca sürdürülemeyecek, bu baskı oyunu, golü bulunca yerini doğal olarak kontrollü oyuna bıraktı. İşte Galatasaray’ı güçlü kılan da buydu. Rakip biraz nefes aldırdığında, kötü oynadıkları anda duran topu çok iyi kullanarak attıkları golle maça döndüler. Donk, Falcao ve Feghouli ile attıkları ikinci gol şöyle derslik. Takımlar topu defanstan çıkaran rakibine baskı yaptığında, arka alanda bire bir eşleşirler ve topu kullanacak stopere pas atacak boşta oyuncu bırakmazlar. Böyle durumda stoperin iki alternatifi vardır. Ya topu ileriye uzun vurup, baskıyı kırmayı denerler ki, sahipsiz topa dönüştüğünden kaybetme olasılığı artar. Veya topla rakibin bıraktığı boş alana topu sürerek taşırlar ve atağa kendileri çıkarlar ki, bu rakibin beklemediği bir durum olduğundan yerleşimlerini arızaya uğratır. Donk böyle yaptı. Uzun Falcao’nun etki alanına gönderdi. Falcao harika indirdi. Feghouli boş kaleye attı. Kolay gibi gözüken, zekice yapılmış bir organizasyondu. Galatasaray’ın yükselişindeki etkenlerden biri de bu. Oyununun çeşitlenmesi. Tabelanın ve oyunun hakimiyken, bu kez maç başındaki senaryo Galatasaray aleyhine işledi. Penaltı Sivasspor’un imdadına yetişti. Topu tutan Emre Kılıç’ın girişi ile birlikte topu Galatasaray sahasında daha etkili dolaştırdı. lk yarının aksine, oyun planını kendi alanında bekleyip hızlı kontrataklarla hücum ettiler. Galatasaray Onyekuru’nun defans arkasına atılan bir pasta Samassa’ya takılması, Falcao’nun altı pasa ortalanan topta son vuruşu yapamaması Galatasaray’ın şanssız anlarıydı. Zevkli maçta, sonuç adil oldu. Şampiyonluk yarışında kayıp ikişer puan, ancak güçlü iki oyun vardı. Bu sonuç Başakşehir ve bir maçı eksik Trabzonspor’a yaradı.