N e Alex ne de Baros... Derbilerde sonucu belirleyen tek kahraman vardır. İnanç! İnanç, vücuda bürünür. 10 numaralı formayı sırtına geçirir. En fuleli koşuları, en isabetli şutları hep o atar.
İşte Galatasaray da bu bedava transferle başladı maça. Golü böyle attılar ve onca transfer hovardalığını unutturan bir inanmışlıkla oynadılar ilk yarı.
Avrupalı statta Avrupalı oyundan çok 102 yıldır iki yakanın formasına sinmiş bu duygu vardı dimdik ayakta!
İnanmışlık formasını ikinci yarı sırtına kuşanandan anlatırsak! Gündüz sahadan atılan futbolcuların akşam omuzlara alındığı yıllarda bir Fenerbahçe klasiğiydi.Galatasaray'ı yen kurtul!
Fenerbahçe, Arena'daki ilk derbiyi kazanmış olabilir.Fakat esas kazancı, puanla ölçülemeyecek kadar değerli.
Bu zihniyete karşı oynadığı ve on küsur yıldan bu yana süren maçı sonunda kazandı.Kadehini asıl buna kaldırmalı.
Fenerbahçeli şunu bilmeli.Aykut Kocaman Fenerbahçe'nin en büyük şansıdır.Bol geldi dedikleri Fenerbahçe kostümünden iki takım çıkardı, sade kahraman!
Uçmuyor, kaçmıyor! Yeniyor, yeniliyor!Ama takımını hedefine götürüyor.Üstelik değişmeden. Kendi gibi davranarak!
Fenerbahçe'de devrim 4-2-3-1'den 4-3-3 geçmek değildir.Şanlı sözlere alışmış takım, köhne kaderine teslim olurdu dün.Bugünse parlak olmayan söz ve tavırla şanlı bir geleceğe yürümeye çalışıyor! Asıl devrim de budur!
Son söz kaybedene! Yahya Kemal Beyatlı'nın sözünü futbola çevirirsek; galibiyet asude bahar ülkesidir derbide!Yüreğini derbilerin üzüntüsüyle örseleyenler bilirler.
Hep bir sonraki maç vardır. Yeter ki o maçı görmek nasip olsun! Derbi hazinesindeki galibiyet ganimeti o zaman takılır boyunlara.
Bu da derbi duası olarak muska yapılıp asılsın futbolseverin boynuna.