Beş hafta önce Başakşehir maçında tarafl ı tarafsız herkesin oyununa övgü yağdırdığı Fenerbahçe, şampiyonluk yarışından çok geride kaldıysa, hakem kararları kadar, o kararlara saha içinde oyun olarak isyan etmeyen kadro tercihleri de bir o kadar etkilidir. Futbolda diziliş önemli mi değil mi tartışması vardır. Diziliş önemlidir. Ancak her şey değildir. Kadro tercihi (hele ki dizilişlerin özelliklerine uyumlu olan) bir takımın oyununu etkileyen en önemli faktördür. Ersun Yanal’ın cezalı olduğu Antalya deplasmanında çıkardığı kadro, geçen hafta tercih ettiği derbi kadrosunun ne kadar yanlış olduğunu göstermiş oldu. İlk on beş dakikayı sahaya ve birbirlerine alışarak geçirdikten sonra hareketli, topu çabuk kazanan, kontra atak peşindeki rakibine karşı temaslı oynadılar. Skordan bağımsız bu Fenerbahçe’nin doğrusuydu. Antalya maçının sonucuna bakarak bak Falette stoper, Jailson orta saha oynadı bir şey değişmedi diyenler yanılır. Bu iflasın içinde görebilene doğrular vardı. Bir yıl yüzüne bakmadığın Zajc’a derbi travmasının ertesinde geriye düştüğün an sarılmak, oyuncuların eksikliğinden çok teknik kadronun yetersizliğinin göstergesidir. Maça dair geriye kalansa ligin özeti. Girdiği pozisyon kadar atamama, verdiği ilk pozisyonda gol yeme, iyi futbol oynadığı maçtan üç puanı alamama. Bu sorunu ne teknik heyet ne yönetim çözemedikçe travmatik bir hal aldı. İşler iyi giderken yedikleri golle gardının düşmesi bundan. Bunu düzeltecek olan öncelikle hocadır. Ancak o da sahada yok, neredeyse tüm sezon olduğu gibi. Bir yandan da ligde gelinen nokta, sosyal medya baskısıyla teknik adam getiren yönetim zihniyetinin ifl asıdır. Fenerbahçe yönetiminin acil olarak terk etmesi gereken işte bu zihniyettir. Gerçek olan sosyal medya değildir. Acaba ne diyorlar/ diyeceklerden önemli olan, doğru kararları almaktır. Taraftarı dinleyip, ne istediğini anlamak önemlidir, ancak o hedefe ulaşacak yolu gerçeklere uygun kararlarla çizmek yöneticilik sanatıdır. Kendilerine geçmişten intikam alırcasına hoca kovduran, kalanları hain avına çıkartan bu sesi dinlemekten vazgeçtikleri gün Fenerbahçe’nin büyüklüğüne uygun başarılara yelken açarlar.İşe sezon başı Mehmet Ekici’yi kadro dışı bırakma kararını alan, ona destek veren kimse, futbol aklını onlardan almakla başlayabilirler.