Bursasporlu futbolcular daha ne olduğunu anlamadan kalelerinde üç golü görüverdi. Burak, Drogba, Selçuk ve Sneijder'ı kenara koy; dün 'parçalı forma' ile sahaya çıkanlardan hiçbirinin kartvizitinde 'hücumcu' yazmaz. Fakat Muslera'yı bir kenara koyarsanız, bu defansçı altılı, öyle güzel atağa kaldırdı ki G.Saray'ı; Bursaspor'un güçlü denilen hücumcuları sözde kaldı!
Gollerde Sneijder öne çıkmış olabilir, ancak başta Sabri, Eboue, Felipe Melo ve Ceyhun olmak üzere geride kaptıkları topları ileri çok hızlı, isabetli ve coşkulu taşıdı G.Saray'ın defansif oyuncuları.
Sahaya literatürde 'çam ağacı' diye geçen 4-3-2-1'e yakın yayılarak, Bursasporlu futbolcuları kanatlara yönlendirdiler. Oradan merkeze dönmelerine izin vermeyecek çabukluk ve kararlılıkla topu kaptılar. Kaptıkları topları da Drogba üzerinden setlerle oynayıp farklı oyuncularla sonuçlandırdılar. İlk yarıda dört gol atmış bir takımın defansını övmek belki de pek çok kişinin en son aklına gelir, hatta gelmez, ama dün
G.Saray'ı yücelten birinci unsur defansıydı.
Bursaspor teknik heyeti muhtemelen bu maça hazırlanırken Gaziantep maçı üzerinden analiz yapmıştır. Ancak G.Saray geçen hafta ne oynadıysa Bursaspor karşısında tam tersini oynadı. Duygu futbolda taktiğin önüne geçer. Bunu dün gece bir kez daha görmüş olduk. Liderle puan farkını kapatma isteği, G.Saray'ın saha içindeki en güçlü yakıtıydı.
Parçalı formayı en iyi taşımışlardan biri olan 'Metin Oktay'ın anıldığı akşamda ona yakışan görkemde bir futbol sergiledi Sarı-Kırmızılılar!